• Nombre de visites :
  • 1396
  • 7/12/2009
  • Date :

Birleşmemiş Milletler Topluluğu 1

milletler

  Herkesin Birleşmiş Milletlerden biri olma gibi bir dert edindiği, tüm gözlerin oradan çıkacak kararlara çevrildiği bir ortamda, düşünmeden edemiyorum: Birleşmiş milletler biz değil miydik eskiden, zaten birleşmemiş miydik?

  Öyle ya, selamet götürdüğümüz her yerde birleştiğimiz bir millet vardı bizim. Fakat zaman bizden sadece birliğimizi değil, benliğimizi de aldı. Ve üzgünüm ki, artık biz de bu yeni birleşen birleşememiş milletler topluluğun oturmamış bir parçası olduk. Çünkü “milletler” tanımımız aynı değil şimdi. İslam büyük başlık değil.

  Ortak noktamızı çoktan yitirdik zira, ‘milli çıkar’ diye birşey keşfettik. Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenen, gerekirse canıyla, kanıyla mücadele verenler hayal kahramanı artık. Cihad yok, fetih, İslam götürmüyoruz, bağımsızlık mücadelesi veriyoruz. Müslüman kardeşimizin acısına seyirci kalıyoruz çok zaman. Çünkü biz artık birlik değiliz ve birlik olduğunu sananlar tarafından idare ediliyoruz. Ne acı.

Mesela birçok zulüm iç mesele artık, Çeçenistan halkının neredeyse yarısını şehit verdi, ama bu Rusya’nın iç meselesiydi.

Ya da önce ayrılıp sonra akıl almaz oyunlar çevirdikleri birlikler kuranlar, bir ülkeye yardım göndermek için kurul kararları vermeliydi. Kimin ne çıkarı varsa, fırsattan istifade edilmeliydi. Bana dokunmayan yılanla müttefik olabilirim! Hangi denize düştük, hangi yılana sarıldık? Ne zaman ve neden ayrıldık da, bizi ayıranlarla birleşmek için yıllar harcadık?

Oysa...

  Önce ayrılmış, sonra bir türlü birleşememiş devletler topluluğudur onlar.

  Bildikleri ayırmaktır, birleşmek değil.

  Birlikte yapabildikleri tek bir başarı örneği gördüğümü hatırlamıyorum bunca yıldır. Aldıkları kararlardan bir ortak hayır çıktığını. Ki ortak karar vermeleri bile ütopyadır, ortak tepki vermeleri de, çünkü mutlaka birinin incinecek bir tavuğu vardır.

 

Yapayalnızlık duygusu içinde olduğunuzu düşünüyorum, birliğiniz ne kadar büyüse de, küresel dertlerinizle iç içe, kocaman ama çaresiz.

  Dünyanın birçok yerini iyi bilirsiniz, kan dökmüşlüğünüz, girip çıkmışlığınız var nasıl olsa. Korkunuz bundan. Acı içinde oluşunuz, belki şu geldiğiniz hale üzülüyorsunuz. Artık ortak karar vermek zorunda kalmanıza. Bir zamanların dünyaya hükmeden devletleri, silah sanayiine döktüğünüz milli gelirleriniz, size uykularınızı vermiyordur eminim.

  Devletler de insanlar gibidir diye bir söz vardır. Nasıl ki, milenyum çağı insanı tek, özgür, sosyal ama yalnız, güçlü ama mutsuzsa, devletler de aynı durumda. Paranoyak bir huzursuzluk, derin bir korku ve bitmez bir yalnızlık içindeler. Sahte gülümsemelerle, kucak dolusu dosyalarla, kapalı kapılar ardında dünyayı etkileyecek kararlar aldıklarını, büyük kitleleri etkilediklerini düşünürken, en ufak bir olumsuzlukta nasıl çöktüklerini gizleyemiyorlar oysa bu dev devletler. Kimseye güvenmiyorlar, kimi zaman piyon, kimi zaman as oluyorlar. Tarihlerinden korkuyorlar. Birleşemiyorlar.


  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)