İnsan, Allah yolunda harcanacak zekâttan, Kurân, dinî kitap ve dua kitabı satın alıp vakfedemez. Fakat genelin maslahatına olur ve farz ihtiyat gereği şer’i hâkimden de izin almış olursa, sakıncası yoktur. |
Bir kimse, zekâtla bir mülkü satın alıp, gelirini kendi masraflarında harcamaları için evladına veya geçimini sağlamakla yükümlü olduğu kimselere vakfedemez. |
İnsan hacca, ziyarete ve benzeri yerlere gitmek için, Allah yolunda harcanan zekâttan alabilir. Fakir olmasa veya yıllık ihtiyacını karşılayacak kadar zekât olmış olsa bile hüküm aynıdır. Elbette onun hacca, ziyarete ve benzeri yerlere gitmesinin genelin faydasına olması gerekir. Farz ihtiyat gereği, zekâtı bu yerlerde harcamak için şer’i hâkimden izin de almalıdır. |
Bir kimse, fakir olan birini malının zekâtını ver-mesi için vekil ederse, bakılır: Eğer vekil olan fakir, kendisinin o maldan bir şey alma hakkına sahip olmadığı hususunda müvekkilinin böyle bir niyeti olduğuna ihtimal verirse, ondan kendisine bir şey alamaz. Fakat vekil, müvekkilinin böyle bir niyete sahip olmadığını kesin olarak bilirse, ondan kendisi için de alabilir. |
Deve, sığır, koyun, altın ve gümüşü zekât olarak alan fakirin aldıkları, nisap miktarına ulaşır ve zekâtın farz olmasını gerektiren diğer şartlara da sahip olursa, onlardan zekât vermesi gerekir. |
Zekâtı verilmesi gereken bir malda iki kişi ortak olur ve onlardan birisi kendi hissesinin zekâtını verir ve da-ha sonra kazandıkları bu malı paylaşırlarsa, eğer zekât veren kimse, ortağının kendi hissesinin zekâtını vermediğini ve sonra da vermeyeceğini bilirse, kendi hissesinde tasarruf etmesinin sakıncası yoktur. |
Humus veya zekât borcu olup keffaret, nezir ve benzerini de vermesi gereken kimsenin bunların dışında aldığı bir başka borcu da olur ve bunların hepsini ödemeye de gücü yetmezse, eğer humus veya zekâtı farz olan mal henüz mevcut bulunuyorsa, humus veya zekât borcunu ödemelidir. Fakat o mal yok olmuşsa, humus, zekât ve borcunu ödemesinin, kefaret ve nezir borçlarına önceliği vardır. |
Humus veya zekât borcu ile üzerine hac farz olan ve borcu da olduğu hâlde ölen kimsenin bıraktığı mal, bütün bu borçları için kâfi gelmezse; bu durumda eğer humus veya zekâtını verilmeyen mal mevcutsa, önce humus veya zekât borcunu vermeli, malın geri kalan kısmıyla da diğer borçlarını ödemelidirler. Fakat humus veya zekâtı farz olan mal yok olursa, ölüden kalan malı borçlarına ödemeli, geriye malı kalırsa haccı için harcamalıdırlar. Yine fazla kalırsa humus ve zekât borçlarına vermelidirler. |
İlim tahsili yapan bir kimse, ilim tahsili ile meşgul olmazsa kendi geçimini sağlamak için çalışmalıdır. Tahsili kendisine farz olursa, fakirlerin hakkından ona zekât verilebilir. Tahsili toplumun maslahatına olursa ve farz ihtiyat gereği şer’i hâkimden de izin almışsa, Allah yolunda harcanan bölümden ona zekât vermek caizdir. Aksi taktirde caiz olmaz. |