Soru 400: Kocam arkadaşlarından birinin şoförlük yaptığı bir trafik kazasında vefat etti. Kocamın ölümünden sonra şer'an ve kanunen baliğ olmayan küçük çocuklarımın kayyımı oldum. Bunu göz önünde bulun-durarak: a) Acaba kayyım olarak ben şoförden diyet ödemesi talebinde bulunmalı mıyım veya sigorta tazminatını almak için mevzuu takip etmeliyim? b) Acaba çocuklarıma ait olan maldan babaları için matem merasimi düzenleyebilir miyim? c) Acaba çocukların diyetle ilgili haklarında indirim yapmam veya vazgeçmem caiz olur mu? d) Eğer çocukların hakkından vazgeçersem ve onlar bulûğ çağına erdikten sonra buna razı olmazlarsa, acaba diyetten dolayı onlara zâmin (zarar ve ziyanlarının tazmin edicisi) olur muyum? Cevap: a) Eğer şoförün veya başka bir kişinin şer'an diyet vermesi gerekiyorsa, çocukların velisi olarak onlardan çocukların şer'î haklarını alarak korumanız farzdır. Yine sigorta konusunda çocuklar için kanunî bir hak söz konusu ise hüküm aynıdır. b) Baliğ olmayan çocukların mallarını, babalarından miras olarak onlara ulaşmış olsa da babaları için Fatiha meclisi düzenlemede harcamak caiz değildir. c-d) Diyette, çocukların maslahatına aykırı olan onların hakkında indirim yapmak veya vazgeçmek caiz değildir ve çocuklar bulûğ çağına erdikten sonra diyeti talep edebilirler. |
Soru 401: Kocam geriye bulûğa ermemiş birkaç küçük çocuk bırakarak vefat etti. Mahkemenin verdiği hükme istinaden dedeleri (babalarının babası) çocuklarımın velisi ve kayyımı oldu. Acaba çocuklardan birisi bulûğ çağına erdiğinde öteki kardeşlerinin kayyımı olabilir mi? Eğer olamazsa acaba çocuklarımın bakımını ben üstelenebilir miyim? Ayrıca dedeleri, mahkemenin kararına istinaden ölünün mirasının altıda birini kendisine almak istiyor; bunun hükmü nedir? Cevap: Öksüz küçük çocukların bulûğ ve rüşt[1] çağına erinceye kadar kayyım ve velisi büyük babalarıdır (babalarının babasıdır); bu konuda mahkemenin atamasına da gerek yoktur. Fakat onun, çocukların mallarında tasarrufları çocukların maslahatına ve menfaatine uygun olmalıdır. Eğer çocukların maslahatına aykırı davranırsa bu konuda durumun incelenmesi ve takip edilmesi için mahkemeye müracaat edebilirler. Ergenlik çağına ulaşan ve reşit olan çocuklardan her biri dedesinin velâyet ve kayyımlığından çıkarak kendi işlerinin idaresini üstlenir. Fakat ne o ve ne de annesi öteki çocukların velisi ve kayyımı olamaz. Ve dedeleri kendi oğlu olan çocukların babasının malından altıda bir miras hakkına sahiptir ve mirasın altıda birini kendisi için almasının sakıncası yoktur.
[1]- [Kişinin ergenlik çağına ermiş olduktan sonra malını, işlerini iyi idare edebilme yeteneğine denir.] |
Soru 402: a) Babası, annesi, kocası ve bulûğ çağına ermemiş üç çocuğu olan evli bir kadın öldürülüyor. Mahkeme bu kadını kayın biraderinin öldürdüğüne ve kan sahiplerine (öldürülenin varislerine) diyet verilmesine hükmediyor. Fakat baliğ olmayan çocukların şer'î velisi olan babası, kardeşinin katil olduğuna inanmıyor ve dolayısıyla kardeşinden kendisi ve evlâtları için diyet almaktan kaçınıyor; acaba onun bu hareketi caiz midir? b) Acaba çocukların babası ve babalarının babası varken başkalarının, bu işe karışarak herhangi bir gerekçeyle öldürülen kadının çocuklarına amcalarından diyet alma hususunda ısrar etme hakkı var mı? Cevap: a) Çocukların babası, eşini öldürmekle suçlanan kardeşinin katil olmadığına ve gerçek diyet borçlusu olmadığına kesin olarak inanıyorsa, bu durumda ondan diyet alması ve baliğ olmayan çocuklarının hakkını almak gerekçesiyle ondan diyet istemesi caiz değildir. b) Baliğ olmayan çocukların velâyet ve kayyımlığından sorumlu olan baba ve babanın babası varken başkalarının onların işine müdahale etme hakkı yoktur. |
Soru 403: Eğer öldürülen kişinin sadece baliğ olmayan çocukları varsa ve onlar için tayin olunan kayyım ise kan sahiplerinden değilse, acaba böyle bir kayyımın katili affetmesi veya kısası diyete çevirmesi caiz midir? Cevap: Eğer şer'î velinin yetkileri, tayin edilen kayyıma aynen verilmişse, çocukların maslahat ve çıkarlarını gözeterek katili affetmesi veya kısası diyete çevirmesi caizdir. |
Soru 404: Baliğ olmayan bir çocuğun bankada bir miktar parası var. Çocuğun kayyımı çocuk lehine ticaret yaparak bu yolla onun geçimini temin etmek amacıyla bankadaki paranın bir miktarını çekmek istiyor, acaba bu işi yapması caiz midir? Cevap: Baliğ olmayan çocuğun velisi ve kayyımının, çocuğun maslahat ve çıkarını gözeterek onun malıyla, onun için kâr ortaklığı yöntemiyle ticaret yapması veya çalıştırması için onu başkasına vermesi caizdir. Fakat parayı çalıştıran kişinin emin ve güvenilir olması şarttır; aksi durumda çocuğun malının zâmini olurlar (maddî kayıpları karşılamakla yükümlü olurlar). |
Soru 405: Eğer kan sahiplerinin hepsi veya bazısı bulûğ çağına ermemiş olurlarsa ve onların hakkını talep etmede velâyet hakkı hâkimin üzerindeyse, hâkim kısasın doğuracağı sıkıntıları dikkate alarak kısası diyete çevirerek katili kısastan kurtarması caiz midir? Cevap: Şer'î hâkim, çocukların maslahat ve çıkarını kısasın diyete çevrilmesinde görürse, kısas hakkını diyete çevirebilir. |
Soru 406: Hâkimin, çocuğun zorunlu velisini, çocuğun mallarına zarar verdiğini tespit ettikten sonra, azletmesi caiz midir? Cevap: Eğer hâkim, birtakım belirtilerle de olsa çocuğa zorunlu velâyeti olan velinin velâyetinin devam etmesinin ve çocuğun mallarında tasarrufunun sürmesinin çocuğa zararlı olduğuna kanaat getirirse, onu yetkisinden azletmesi farzdır. |
Soru 407: Velinin bağış ve karşılıksız sulh gibi çocuğun lehine olan şeyleri kabul etmekten kaçınması, acaba çocuğa zarar vermek veya onun maslahatını ihlal etmek sayılır mı? Cevap: Sırf baliğ olmayan çocuk için verilen bağış ve karşılıksız sulhu kabul etmemek, ona zarar vermek ve maslahatını ihlal etmek sayılmaz. Dolayısıyla bunun başlı başına bir sakıncası yoktur. Çünkü veliye çocuk için mal kazanmak farz değildir. Hatta bazı durumlarda onları kabullenmekten sakınması veliye göre çocuğun maslahatı icabı da olabilir. |
Soru 408: Devlet, şehit çocukları için bir yer veya mal tahsis ederek bunları o çocukların adına kaydetmeyi tasvip eder, ama çocukların velisi senetleri imzalamaktan kaçınırsa, acaba hâkim çocukların velisi olarak çocuklar adına imzalama işlerini yapabilir mi? Cevap: Eğer çocuklar için mal kazanmak velinin imzasına bağlı ise, veliye imzalaması farz değildir ve çocukların şer'î velileri varken hâkimin çocuklar üzerinde velâyeti olamaz. Ancak çocuklar için tahsis edilen malların korunması velinin imzasına bağlı ise velinin bundan kaçınma hakkı yoktur. Bunu yapmaktan kaçınırsa hâkim onu imzalamaya mecbur etmeli veya çocukların velâyeti adıyla hâkimin kendisi bu işi yapmalı. |
Soru 409: Çocuğa velâyet konusunda adil olmak şart mıdır? Eğer çocuğun velisi fasık olursa ve çocuğu fesada sürüklemesinden veya onun mallarını zayi etmesinden endişelenilirse hâkimin yapması gereken nedir? Cevap: Babanın veya babanın babasının çocuğa velâyetinde adalet şart değildir. Fakat hâkim, bazı davranışlara dayalı belirtilerle de olsa babasının veya babanın babasının çocuğa zararlı olduğunu görürse onları çocuğun velileri olmaktan azletmeli ve çocuğun mallarında tasarruf etmekten alıkoymalıdır. |