Arama
    Arama şekli

TAKLİT HÜKÜMLERİ

"TAHARET" TEMİZLİK...

MUTLAK VE MUZAF SU

SULARIN HÜKÜMLERİ
İDRAR VE BÜYÜK ABDESTLE...
NECASETLER
MÜTEHHİRAT...
KAPLARLA İLGİLİ HÜKÜMLER
ABDEST
FARZ GUSÜLLER
İSTİHAZE
HAYIZ
NİFAS (=LOHUSALIK)
ÖLÜYE DOKUNMA GUSLÜ
MUHTAZAR HÜKÜMLERİ
ÖLÜM SONRASI İLE İLGİLİ...
KABRİ AÇMAK
MÜSTEHAP GUSÜLLER
TEYEMMÜM

NAMAZ HÜKÜMLERİ

FARZ NAMAZLAR

MÜSTEHAP NAMAZLAR
KIBLE HÜKÜMLERİ
NAMAZDA BEDENİ ÖRTMEK
NAMAZ KILANIN ELBİSESİYLE...
NAMAZ KILANIN MEKÂNI
MESCİTLERE AİT HÜKÜMLER
EZAN VE İKAMET
NAMAZIN FARZLARI
KUNUT
NAMAZIN TERCÜMESI
NAMAZDAN SONRA OKUNAN...
RESULULLAH'A (S.A.A)...
NAMAZI BOZAN ŞEYLER
NAMAZDA MEKRUH OLAN...
FARZ NAMAZI BOZMANıN CAİZ...
NAMAZLA İLGİLİ ŞÜPHELER
İHTİYAT NAMAZI HÜKÜMLERİ
SEHİV (=YANILMA) SECDESİ
UNUTULAN SECDE VE...
NAMAZIN ŞART VE...
YOLCU NAMAZI
KAZA NAMAZI[54]
CEMAAT NAMAZI[55]
ÂYAT NAMAZIYLA İLGİLİ...
RAMAZAN VE KURBAN...
NAMAZ İÇİN NAİP TUTMAK

ORUÇ HÜKÜMLERI

HUMUS HÜKÜMLERİ

ZEKÂT HÜKÜMLERİ

HAC HÜKÜMLERİ

ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERI

ŞİRKET (ORTAKLIK)...

SULH (ANLAŞMA) HÜKÜMLERİ

KİRA HÜKÜMLERİ

CUALE (ÖDÜL KOYMA)...

MUZÂRAA ( EKİM ÜZERİNE...

MUSAKAT (SULAMA ÜZERİNE)...

KENDİ MALINDA TASARRUF...

VEKÂLET HÜKÜMLERİ

BORÇ HÜKÜMLERİ

HAVALE HÜKÜMLERİ

REHİN (İPOTEK) HÜKÜMLERİ

ZAMANET HÜKÜMLERİ

KEFALET HÜKÜMLERİ

VEDİA ( EMANET) HÜKÜMLERİ

ARİYET (ÖDÜNÇ ALIP VERME)...

NİKÂH (EVLİLİK) HÜKÜMLERİ

TALÂK HÜKÜMLERİ

GASP HÜKÜMLERİ

BULUNAN MALIN HÜKÜMLERİ

HAYVAN KESME VE AVLANMA...

YENİLECEK VE İÇİLECEKLERİN...

NEZİR (ADAK) VE AHD...

YEMİN ETME HÜKÜMLERİ

VAKIF HÜKÜMLERI

VASİYET HÜKÜMLERİ

MİRAS HÜKÜMLERI

İLMİHÂLE AİT TAMAMLAYICI...

TAKLİT HÜKÜMLERİ

TAHARET (TEMİZLİK)...

MUTLAK VE MUZAF SU

Suların Hükümleri
İDRAR VE BÜYÜK ABDESTLE...
NECASETLER (PİSLİKLER)
TEMİZLEYİCİ ÇEŞİTLERİ
KAPLARLA İLGİLİ HÜKÜMLER
ABDEST
FARZ GUSÜLLER
İSTİHAZE
HAYIZ
NİFAS (=LOHUSALIK)
ÖLÜYE DOKUNMA GUSLÜ
MUHTAZARLA İLGİLİ...
ÖLÜM SONRASI İLE İLGİLİ...
Kabri Açmak
MÜSTEHAP GUSÜLLER
TEYEMMÜM

NAMAZ HÜKÜMLERİ

FARZ NAMAZLAR

MÜSTEHAP NAMAZLAR
KIBLE HÜKÜMLERİ
NAMAZDA BEDENİ ÖRTMEK
Namaz Kılanın Elbisesiyle İlgili...
NAMAZ KILINAN MEKÂN
Mescitlere Ait Hükümler
EZAN VE İKAMET
NAMAZIN FARZLARI
Kunut
NAMAZDA OKUNAN ŞEYLERİN...
Namazdan Sonra Okunan...
Resulullah'a (s.a.a) Salavat
NAMAZI BOZAN ŞEYLER
NAMAZDA MEKRUH OLAN...
FARZ NAMAZI KESMENİN CAİZ...
NAMAZLA İLGİLİ ŞÜPHELER
İHTİYAT NAMAZI
SEVİH (=YANILMA) SECDESİ
UNUTULAN SECDE VE...
NAMAZIN ŞART VE CÜZLERİNİ...
YOLCU NAMAZI
KAZA NAMAZI
CEMAAT NAMAZI
ÂYAT NAMAZIYLA İLGİLİ...
RAMAZAN VE KURBAN...
NAMAZ İÇİN NAİP TUTMAK

ORUÇ HÜKÜMLERİ

HUMUS HÜKÜMLERİ

ZEKÂT HÜKÜMLERİ

HAC HÜKÜMLERİ

ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERİ

ŞİRKET (ORTAKLIK)...

SULH (UZLAŞMA) HÜKÜMLERİ

KİRA HÜKÜMLERİ

CÜÂLE (ÖDÜL KOYMA)...

MÜZÂRAA (EKİM ÜZERİNE...

MÜSAKAT (SULAMAK ÜZERİNE...

KISITLILARLA İLGİLİ...

VEKÂLET HÜKÜMLERİ

BORÇ HÜKÜMLERİ

HAVALE HÜKÜMLERİ

REHİN (İPOTEK) HÜKÜMLERİ

ZAMANET (MALA KEFİL...

KEFALET HÜKÜMLERİ

VEDİA (EMANET) HÜKÜMLERİ

ARİYET (ÖDÜNÇ VERME)...

EVLİLİK HÜKÜMLERİ

TALÂK HÜKÜMLERİ

GASP HÜKÜMLERİ

BULUNAN MALIN HÜKÜMLERİ

HAYVAN KESME VE AVLANMA...

YİYECEK VE İÇECEKLERLE...

NEZİR (ADAK) VE AHD...

YEMİN ETME HÜKÜMLERİ

VAKIF HÜKÜMLERİ

VASİYET HÜKÜMLERİ

MİRASLA İLGİLİ HÜKÜMLER

İLMİHÂLE AİT TAMAMLAYICI...

SAVUNMA HÜKÜMLERİ

GÜNÜMÜZDE KARŞILAŞILAN...

TERİMLER SÖZLÜĞÜ

Not

Taklit Hükümleri

Taharet Hükümleri

Namaz Hükümleri

Namazın Önem ve Şartları
Namaz Vakitleri
Kıble Hükümleri
Namaz Kılanın Yeri
Mescit Hükümleri
Diğer Dinî Yerlerin Hükümleri
Namaz Kılanın Elbisesi
Gümüş ve Altın Kullanmak
Ezan ve İkaamet
Kıraat Hükümleri
Zikir
Secde Hükümleri
Selâm Vermenin Hükümleri
Namazı Batıl Eden Şeyler
Namazdaki Şüphelerin...
Kaza Namazı
Büyük Oğlun Babasının...
Cemaat Hükümleri
İmamın Kıraatinin Sahih...
Malul İmam
Kadınların Cemaat Namazına...
Namazda Ehlisünnet'e Uymak
Cuma Namazı
Ramazan ve Kurban Bayramı...
Yolcu Namazı
İşi Yolculuk Olan Veya...
Talebelerle İlgili Hükümler
Şer'î Mesafeye Gitmeği ve On...
Ruhsat Haddi
Günah Yolculuğu
Vatan Hükümleri
Kadının Kocasına Tâbi Oluşu
Büyük Şehirlerin Hükümleri
Namaz İçin Naip Tutmak
Âyât Namazı
Nafileler
Namazla İlgili Diğer Hükümler

Oruç Hükümleri

Humus

Cihad Hükümleri

Marufu Emretmek ve Münkerden...

Haram Alış Verişler

Tıbbî Konular

Öğretim ve Öğrenim

Basım, Telif ve Sanat Eserleri...

Gayrimüslimlerle Muamele

Zalim Devlette Çalışmak

Şöhret Elbisesi ve Giyimle...

Batı Kültürünü Taklit...

Sigara ve Uyuşturucu Kullanmak

Sakal Tıraşı

Günah Toplantılarında...

Dua Yazmak ve İstihare

Dinî Programlar Düzenlemek

Vurgunculuk ve İsraf

Alış Veriş Hükümleri

Ticaretle İlgili Çeşitli Konular

Faiz Hükümleri

Şufa (Ön Alım) Hakkı

Kira

Malî Kefalet

Rehin (İpotek)

Ortaklık

Hibe

Borç

Sulh

Vekâlet

Sadaka

Ariyet ve Emanet

Vasiyet

Gasp

Kısıtlılık ve Baliğ Olma...

Mudarebe

Banka İşlemleri

Devlet Malları

Vakıf

Mezarlık Hükümleri

K

Kâfir: 1) Allah'ın varlığını inkar eden kimse.
2) Allah'a ortak koşan kimse.
3) Hz. Muhammed'in (s.a.a) peygamberliğini kabul etmeyen kimse.
4) Bunların birinde şüphesi olan kimse
5) Müslümanların zarurî yani, dinin bir parçası saydığı apaçık hükümleri inkâr eden kimse; elbette şu şartla ki, onu inkâr etmesi, Allah'ın varlığını, birliğini veya nübüvveti inkâr etmeyi gerektirmelidir.
Kaza Etmek: Namaz ve oruç gibi vaktinde yerine getirilmeyen bir ameli vakti dışında yerine getirmek.
Kefil: Birinin borcunu ödememesi, taahhüdünü yerine getirmemesi hâlinde, onun yerine borcunu ödemeyi, taahhüdünü yerine getirmeyi veya borçlunun kendisini alacaklıya teslim etmeyi üzerine alan kimse; zâmin.
Kıraat: Sözlükte okumak anlamına gelir. Fıkıh ilminde ise, günlük namazlarda Fatiha ve bir kâmil sureyi okumaya denir.
Kıyam: Ayakta durmak; namazda ayakta durmak
Korku Namazı: Savaş ve benzeri hâllerde özel bir şekilde kılınan günlük namaz.
Kurbet Kastı: Bir işi Allah-u Tealâ'nın emrettiği için yapmak ve böylece O'na yakın olmayı niyet etmek, yani bir işi sadece Allah için yapmak.
Kunut: Namazın ikinci rekâtında kıraattan sonra ellerin iç kısmını yüzün karşısında tutarak zikir ve dua okumak.
Kurban Bayramı: İki büyük İslâmî bayramdan biri olan zilhicce ayının onuncu günü.
Küçük Hades: Abdesti bozan şeyler; idrar, gaita, yellenmek, uyumak, aklı gideren şeyler, istihaze ve gusül gerektirmeyen şeyler.

L

Lâşe: Kendiliğinden ölen ya da İslâmî usûllere göre kesilmeyen hayvan.

M

Mahrem: Evlenilmesi şer'î bakımdan kesinlikle caiz olmayan, bu yüzden kendisinden kaçınılması gerek bulunmayan.
Marufu Emretmek: İyiliği emretmek, Allah'ın hükümlerini yerine getirmeyi başkalarından istemek, onları bu işe zorlamak.
Mechulü'l-Malik: Sahibi bilinmeyen mal.
Mekruh: Yapılmaması daha iyi ve sevabı olan, ancak yapılması azabı gerektirmeyen iş. İbadetlerle ilgili olarak mekruh söz konusu olunca, sevabın az olması kastedilir; o işin yapılmaması iyidir anlamına gelmez.
Mesh: Bir şey üzerine el sürmek, abdestte yüzü ve elleri yıkadıktan sonra ıslak ellerle başın ön kısmına ve ayakların üzerine meshetmek, elleri çekmek.
Mezâlim: Boynunda şahsen tanımadığı veyahut sahibine ulaşamadığı malî hakkı olan kimselerin hakları.
Mezi: Kadınla oynaşırken erkekten gelen, meniden başka bir su.
Miras: Tereke, ölen bir kimsenin bıraktığı mal.
Miskal: Ağırlık ölçüsü; her bir mıskal, 4.6875 gram yani dört buçuk gramdan biraz fazla ağırlığa (4 kırata) eşittir.
Miskin: Fakir, yoksul; fakirden daha güç bir durumda bulunup zorlukla geçinen kimse.
Muamele: Alış veriş, herhangi bir anlaşma.
Mubah: Şer'î açıdan iyi veya kötü sayılmayan bir iş; farz, haram, müstehap ve mekruh işlerin dışında bir iş; helâl olan bir yemeyi veya meyveyi yiyip yememek gibi. Bazen de gasp edilmemiş yer anlamında kullanılır.
Muhayyerlik: Bir akdi veya muameleyi bozma hakkına sahip olma. (2124. hükme bakınız.)
Muhtazar: Can verme hâlindeki kimse.
Mukallit: Müçtehidi taklit eden, onun sözlerine göre hareket eden.
Mutlak Su: Meyve ve benzeri şeylerden elde edilmeyen ve başka bir şeyle su denmeyecek şekilde karışmamış olan su.
Muvâlât: Peş peşe, ard arda yapmak; namazın bölümlerini ara ver-meden peş peşe yerine getirmek.
Muzâf Su: Bir şeyden elde edilen su (karpuz suyu gibi) veya başka bir şeyle, su denmeyecek şekilde karışmamış olan su.
Mübarat Talâkı: Karı-koca birbirlerini istemedikleri takdirde, kadın kendisini boşaması için kocasına malından bir miktarını [veya mihrini] vermesi sonucu gerçekleşen talâk.
Müçtehit: Allah'ın hükümlerini anlamakta içtihat derecesine yetişen yani, Kitap (=Kur'ân) ve sünnetten İslâmî hükümleri çıkarmaya gü-cü olan kimse.
Müdd: Yaklaşık 750 gram ağırlığında olan bir ölçü birimi.
Mükellef: Bulûğ çağına ermiş akıllı insan.
Mümeyyiz: İyi ve kötüyü anlayıp birbirinden ayırt edebilen çocuk.
Münferid: Namazı cemaatle değil tek başına kılmak.
Münkerden Sakındırmak: Kötülükten alıkoymak; şer'î açıdan kötü sayılan işlerden başkalarını sakındırmak.
Mürtet: İslâm dininden ayrılıp başka bir dine geçen; İslâm dinini terk eden; önce Müslüman olup Müslümanlıktan çıkarak Allah'ı ya da Peygamberi (s.a.a) veya Allah'ı ve Peygamberi inkar etmek manasına gelen dinin zarurî (tartışma götürmez apaçık) hükümlerinden birini inkâr eden kimse. Mürtet ise şartlarına göre iki kısma ayrılır:
1) Millî Mürtet: Gayrimüslim anne-babadan doğan ve kâfir olduğunu bildirdikten sonra Müslüman olup, tekrar kâfir olan kimse.
2) Fıtrî Mürtet: Müslüman babadan veya Müslüman anneden veyahut Müslüman baba ve anneden doğan ve daha sonra kâfir olan kimse.
Müsakat: Sulamak üzerine anlaşmak; bağ sahibi ile bahçıvan arasında yapılan anlaşma. Bu anlaşmaya göre, bahçıvan ağaçları sulayıp bakması karşılığında bağın belli bir miktarda meyvesinden yararlanabilir.
Müstehap: Yapılması iyi ve sevabı olan, ama yapılmaması azabı gerektirmeyen iş.
Müstehap Gusül: Bazı günler ve geceler veya bazı ibadetler ve ziyaretler münasebetiyle yapılmasında sevap olan gusüller, cuma guslü, ziyaret guslü gibi.
Müstehap İhtiyat: Uyulması uygun ve iyi görülen ihtiyat. Müçtehitlerce müstehap olmasına kesin değil de ona yakın derece kuvvetli bir delille sabit olan görev
Müstehâze: İstihaze kanını görmekte olan kadın.
Müt'a: Sözlükte zevk anlamında olan bu kelime din deyiminde geçici akit manasında kullanılır. Belirli bir bedel ödeyerek belirli bir süre için belirli şartlar dahilinde akit okumakla yapılan geçici nikâhtır.
Müvekkil: Kendisine vekil tutan; vekil tayin eden; vekâlet veren.
Müzâraa: Ekim üzerine anlaşmak; yer sahibi ile ekincinin arasında yapılan anlaşma. Bu anlaşmayla mahsulden bir miktarı yer sahibinin, bir miktarı da ekincinin olur.

N

Nafaka: Yiyecek parası, geçinmelik; yiyecek, giyecek, mesken gibi zarurî ihtiyaçları temine yetecek miktardaki para veya eşya. Bazı kimselerin örneğin, eş ve çocukların geçimini sağlamak insanın üzerine farzdır ve insan bunların nafakasını temin etmek zorundadır.
Nafile: Müstehap namaz.
Namahrem: Şer'î bakımdan mahrem olmayan; evlenmeleri şer'an mümkün olan; bir erkeğin veya kadının şer'an bakması yasak ve haram olan kimse.
Necaset: İdrar, dışkı, meni, lâşe, kan vb. gibi pislik sayılan şeyler.
Necis: Temiz olmayan şey, pisliğe bulaşan şey.
Nezir: Adak, özel bir akit ile iyi bir işi yapmayı veya kötü bir işi yapmamayı kendine farz etmek.
Nifas: Çocuğun doğumu arkasından kadınlardan gelen kan.
Nikâh: Evlenmek.
Nisâ (=Kadınlar) Tavafı: Haccın ve müfrede umrenin son ameli, son tavafı. Bu tavafın terki, ihrama giren kimsenin eşiyle cinsel ilişkide bulunmasının haram olmasına sebep olur.
Nisap: Şeriatın belli bir şey için belirlediği ölçü ve miktar.
Nohut: Ağırlık ölçüsü; her bir nohut, 0,1953 gram ağırlığındadır.

R

Recâ Kastı: Sevaba ulaşma kastıyla bir işi yapmak.
Rehin: Vesika, güvence olarak bırakılan mal; alacaklının yanında, borçlu kimsenin bir mal bırakması. Alacaklı kimse, tayin edilmiş vakitte alacağını alamazsa, alacağını o maldan tahsil edebilir.
Rekât: Namazın bölüklerinden her birine denir. Şöyle ki, bir namazda kıyam, rükû ve iki secdenin toplamı bir rekâttır. Bir namazda iki kıyam, iki rükû ve dört secde bulunursa, o namaz iki rekâtlı olur.
Ric'î Talâk: Kocanın boşadığı karısına, iddeti içinde, yeni bir nikâh akdi yapmaksızın dönme hakkı olan talâk. (Talâk hükümlerine bakınız.)
Ruhsat Haddi: İkamet yerinden, oranın ezanı duyulmayacak ve duvarı görülmeyecek uzaklıktaki mesafe ve ötesi.
Rükün: Bir şeyin temel direği, ibadetlerin temel ve aslını teşkil eden şeyler; yapılmadığı takdirde ibadetin batıl olmasını gerektiren şeyler.
Rükû: Sözlükte eğilme demektir. Din deyiminde namazdaki okuyuştan sonra eğilerek baş ve sırtı düz bir şekle getirmektir.
Rükûya Bitişik Kıyâm: Rükûya eğilmeden önce en son lahzada ayakta durma; ki namazın rüknüdür.

S

Sakıncalıdır: Net bir hükmü olmayan konu. (Mukallit bu konuda başka bir müçtehidi taklit edebilir.)
Secde: Allah-u Tealâ'nın azameti karşısında alnı, elin iç kısmını, diz kapaklarını ve ayak başparmaklarının ucunu yere koymak.
Seferî: Dört rekâtlı namazları yolculukta kısaltarak iki rekât kılması gereken kimse.
Seferî Namaz: Yolculukta iki rekât olarak kılınan günlük dört rekâtlı namazlar.
Sefih: Malını saçıp savuran, harcaması doğru olmayan yerlere sarf eden, hikmete ve şeriata uygun olmayacak şekilde tüketen, kendi mallarını boş yere harcayan ve şer'î hâkim tarafından kendi malları üzerinde malî tasarrufları yasaklanan kimse.
Sehiv Secdesi: Namazda yanılarak yapılan yanlışlıklar için namazdan sonra yerine getirilen secde. (1236. hükme bakınız.
Selem (=Selef): Bedelin peşin ödenmesine rağmen malın daha sonra verilmesi esasına dayanan bir satış usûlüdür. (2110. hükme bakınız.)
Seyyit: Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın (Allah'ın selâmı onlara olsun) so-yundan olan kimse.
Sulh: İnsanın başkasıyla uzlaşmak için kendi mal veya hakkını ona bırakması. (2160. hükme bakınız.)



Ş

Şâhis: Öğle vaktini tayin etmek için yere dikilen ağaç vb. şey.
Şart: Olup olmaması, bir şeyin aslıyla değil de niteliğiyle ilgili olan şey, onun şartı sayılır. Örneğin taharet ve kalbin Allah'a yönelmesi, namazın aslı değil de "sıhhat" ve "kemal" gibi nitelikleriyle ilintili ol-duğundan namazın şartı sayılırlar.
Şartlı Satış: Örneğin, bir milyonluk evi iki yüz bin liraya satıp, satıcının belli bir süre içerisinde, parayı geri verdiği takdirde muameleyi feshetme hakkına sahip olmasını şart koşmak. (2126 ve 2127. hükümlere bakınız.)
Şef' Namazı: Sekiz rekât gece namazından sonra kılınan iki rekât müstehap namaz.
Şer'î Hâkim: İslâm hükümlerini icra makamında olan müçtehit ve-ya onun naibi; başka bir deyişle, İslâmî ölçülere göre hükmü geçerli olan müçtehit veya naibi.
Şer'î Öğle: Bazı yerlerde şâhisin gölgesinin yok olduğu, bazı yerlerde de şâhisin gölgesinin en az miktarına ulaştığı zaman şer'î öğle ve öğle ezanının vaktidir.
Şükür Secdesi: Allah-u Teala'ya verdiği nimetler karşısında teşekkür etmek amacıyla alnı yere koymak.

T

Taklit: Müçtehidin fetvalarına göre amel etmek.
Talâk: Boşama; evlilik bağını özel kaideler üzerine çözmek.
Taharet: Sözlükte temizlik anlamına gelir; din deyiminde ise, ab-dest, gusül veya teyemmüm vesilesiyle insanda hasıl olan manevi durum. Bir kısım ibadetlerin şartı, başlangıcı ve anahtarıdır. Temizlik bulunmadıkça bu ibadetler yerine getirilmez.
Tefrit: İhmâl etmek, kusurlu ve ihmâlkâr davranmak; ifratın zıddı.
Tertibî gusül: Gusül niyetiyle önce baş ve boyunu, sonra sağ tarafı, daha sonra sol tarafı yıkamak.
Tertibî Abdest: Abdest niyetiyle suyu yüze ve ellere dökerek alınan abdest.
Tilavet Secdesi: Belirli ayetler okunduğunda veya duyulduğunda, Allah'ın büyüklüğü ve azameti karşısında yerine getirilen secdeye denir. Tilavet secdesi dört ayetle ilgili olarak farzdır; geri kalan yerlerde yapılması müstehaptır. Kur'ân-ı Kerim'de on beş tilavet secdesi yapılabilecek ayet vardır.
Tilavet Secdesini Gerektiren Ayetler:
1) Secde Suresi, 15. ayet
2) Fussilet Suresi, 37. ayet
3) Necm Suresi, son ayet
4) Alak Suresi, son ayet
Tilavet Secdesinin Müstehap Olduğu Ayetler:
1) A'râf Suresi, son ayet
2) Ra'd Suresi, 15. ayet
3) Nahl Suresi, 49. ayet
4) İsrâ Suresi, 107. ayet
5) Meryem Suresi, 88. ayet
6) Hacc Suresi, 18. ayet 
7) Hacc Suresi, 77. ayet
8) Furkan Suresi, 60. ayet
9) Neml Suresi, 25. ayet
10) Sâd Suresi, 24. ayet
11) İnşikak Suresi, 21. ayet


U

Umre: Allah'ın evini ziyaret etme. Kâbe'de yapılması gereken bazı özel ameller. Umre, şartları tahakkuk bulduğu zaman her mükellefe ömründe bir defa farz olur. Umre iki kısımdır:
1) Temettü Umresi: Temettü haccından sonra veya hacsız yerine getirilir.
2) Müfrede Umresi: Kıran ve ifrat haccından sonra veya hacsız yerine getirilir.
Bu iki kısmın ayrıntıları için hac amelleriyle ilgili kitaplara bakınız.

V

Vedia: Emanet.
Vakıf: Malın aslını kendi mülkiyetinden çıkarıp onun menfaatini bazı fertlere veya hayır işlere tahsis etmek.
Vâris: Ölen kimsenin malına şer'an sahip olan kimse.
Vasî: Yetkili; ölünün kendisinden sonra vasiyetini yerine getirmesini için tayin ettiği kimse; vesâyeti yüklenen şahıs; ölünün yetki sahibi olduğu kimseler hakkında, ölü tarafından onların işlerine bakmak üzere yetkili kılınan kimse; bir peygamberin tayin etmesi üzere ölümünden sonra onun yerine geçen kimse.
Vasiyet: İnsanın, ölümünden sonraki işler hakkında bulunduğu tavsiyeler. Örneğin, bazı işlerin kendisi için yapılmasını istemesi, malının bir kısmının birilerine verilmesini söylemesi ve evladı gibi yetki sahibi olduğu kimseler hakkında, birini vasî tayin etmesi.
Vatan: İnsanın, kendine ikamet ve yaşamak yeri olarak seçtiği yer.
Vedi: İdrardan sonra insandan çıkan su.
Vekâlet: Vekil olma; bir kimseyi, kendisi için bir işi yapmakla vazifelendirmek.
Vekil: Başkası için bir işi yapmakla görevli olan kimse.
Veli: Çocuğun bakımı ve idaresi üzerinde olan, hâl ve hareketlerinden sorumlu bulunan kimse; şer'an çocuğun, delinin ve sefih insanın yetkilisi ve yöneticisi olan kimse; baba, büyük baba ve şer'î hâkim gibi.
Vezi: Bazı zamanlar insandan meni geldikten sonra çıkan su.
Vitir Namazı: 8 rekât gece namazı ve 2 rekât şef' namazından sonra kılınan bir rekâtlık namaz.