• Nombre de visites :
  • 1213
  • 27/9/2011
  • Date :

Uhud Savaşı-1

uhud savaşı

Kureyşliler Bedir Savaşından döndüklerinde birçok ölü ve esir vermişlerdi. Yetmiş kişileri ölmüş ve yetmiş kişileri esir düşmüştü. Bunun üzerine Ebu Süfyan; "Kadınlarınızın ölülerinize ağlamalarına izin vermeyin." demişti, "Çünkü göz yaşları akınca, üzüntüleri ve Muhammed'e yönelik düşmanlıkları giderir." Uhud günü Resulullah (s.a.a) ile savaşa tutuşunca, kadınlarının ağlamalarına ve yas çığlıkları atmalarına izin verdiler. Onlar, üç bin atlı ve iki bin piyade ile Mekke'den sefere çıkmış ve yanlarına kadınlarını da almışlardı."

"Resulullah (s.a.a) bu haberi alınca, sahabelerini toplayıp onları cihada teşvik etti. Abdullah b. Übey b. Selul dedi ki: 'Ya Resulallah, Medine'den çıkma. Medine'de kalıp şehrin sokaklarında savaşalım. O zaman güçten düşmüş erkekler, kadınlar, köleler ve cariyeler de yol ağızlarında ve evlerin damlarında savaşırlar. Bu güne kadar hiçbir düşman, biz kalelerimizin içinde ve evlerimizdeyken üzerimize saldırıp da zafer kazanmış değildir. Buna karşılık, üzerlerine saldırı düzenlediğimiz bütün düşmanlarımız, bize karşı zafer kazanmışlardır.'

"Bunun üzerine Sa'd b. Muaz ve Evs kabilesinden diğer bazıları ayağa kalkarak şöyle dediler: 'Ya Resulallah, biz puta tapan müşrikken hiçbir Arap bize diş geçirmeye kalkışmadı. Şimdi sen aramızdayken nasıl bize diş geçirmeye kalkışabilir? Hayır! Medine'den çıkıp üzerlerine gidelim ve onlarla savaşalım. Hangimiz ölürse, şehit olur. Kurtulanlarımız ise, Allah yolunda cihad etmiş olurlar.'

"Resulullah (s.a.a) Sa'd b. Muaz'ın görüşünü kabul etti ve yüce Allah'ın; "Hani sen... erkenden ailenden çıkmıştın." ayetinde anlattığı üzere savaş mevzilerini belirlemek için ashabından birkaç kişiyi yanına alarak yola çıktı. Abdullah b. Übey b. Selul ile onun görüşüne uyan bir grup Hazreçli ise, Peygamberimizle birlikte sefere katılmaktan kaçındı."

"Kureyş ordusu Uhud'a varınca, Resulullah (s.a.a) yedi yüz kişiden oluşan sahabelerini düzene sokmuş ve Abdullah b. Cübeyr'i elli okçunun başında bir vadi geçidinin ağzına yerleştirmişti. Kureyşlilerin pusuya yatarak buradan saldıracaklarını sezmişti. Bu yüzden Abdullah b. Cübeyr'e ve arkadaşlarına şöyle demişti: 'Bizim onları bozguna uğratıp Mekke'ye kadar kovaladığımızı görseniz bile, buradan kımıldamayın. Aynı şekilde onların bizi bozguna uğratıp Medine'ye kadar arkamızdan kovaladıklarını görseniz bile, yine kımıldamayın ve mevzilerinizden ayrılmayın.'

"Ebu Süfyan da, Halid b. Velid'in emrine verdiği iki yüz atlı ile söz konusu geçidin gerisinde pusu kurdurdu ve onlara şöyle dedi: 'Onlarla birbirimize girdiğimizi gördüğünüzde bu geçitten üzerlerine yürüyün ve onları arkalarından vurun.'

"Resulullah (s.a.a) ashabını düzene soktu ve sancağı Hz. Ali'ye (a.s) verdi. Ensardan olan Müslümanlar, Kureyşli müşriklere saldırarak onları ağır bir bozguna uğrattılar. Bunun üzerine ashap onların mallarını yağmalamaya koyuldu. Bu sırada Halid b. Velid, emrindeki iki yüz atlı ile Abdullah b. Cübeyr'in üzerine saldırdı. Abdullah b. Cübeyr ve arkadaşları onları ok atışı ile karşılayınca geri çekildiler. Abdullah b. Cübeyr'in arkadaşları, ashabın ganimet kapışmakta olduklarını görünce, Abdullah b. Cübeyr'e; 'Arkadaşlarımız ganimetlere el koydu; biz ganimetsiz mi kalalım?' dediler. Abdullah onlara; 'Allah'tan korkun, Resulullah bize yerimizden kımıldamamızı emretti.' dedi. Fakat arkadaşları onu dinlemedi. Birer birer sıvışıp giderek mevzilerini boşalttılar. Geride Abdullah b. Cübeyr ile on iki kişi kaldı."


İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 1

İslam Devletinin Kuruluşu-1

İslam Döneminde Mızrağa Vurulan İlk Baş

Büyük Bedir Savaşı-1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)