• Nombre de visites :
  • 1424
  • 11/10/2016
  • Date :

Aşura ve Tasua

Aşura kelimesinin kökü aşr yani on ve onuncu Tasua kelimesinin kökeni ise tes’a yani dokuz veya dokuzuncu. 
Bu terim Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu günü için kullanılır. Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu gününde önemli Kerbela olayı meydana geldiğinden dolayı bu iki günü daha belirgin hale getirmiştir. Aşura ve Tasua ismi yani Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu günü Müslümanların kültüründe özellikle Şiiler için özel bir anlam taşımaktadır. İbni Esir ‘Nehaye’ kitabında şöyle söylemekte: ‘Aşura İslami bir isimdir(1).’ Bu konuyu Terihi, Mecmeül Behreyn’de söylemiştir(2). Elbette Kerbela olayından önce hem İslam peygamberi hem Hz Ali (as) Kerbela da İmam Hüseyin (as)’in şehadetini öngörmüşlerdir. İmam Hüseyin (as) de kendi şehadetini daha önceden söylemiştir ve daha önceki bazı Peygamberlere de o Hazretin şehadeti vahiy olmuş idi(3). İmam Kerbelada şehit edildiğinde Aşura günü halk arasında hüzün ve üzüntü günü olarak tanındı.
aşura ve tasua
 Şiiler o günü keder ve yas günü olarak bilmektedir. Bu yüzden Hüseyinin aşurası olarak ünlenmiştir.İmam Sadık (as) şöyle buyurmaktadır: و أمّا یوم عاشورا فیوم أصیب فیه الحسین(ع) صریعاً بین أصحابه و أصحابه حوله صرعی عراة؛(4)  Aşura öyle bir gündür ki Hüseyin (as) ashabının arasında öldürülmüş ve yere düşmüştür. Hazretin ashabı da onun etrafında çıplak halde yere düşmüşlerdi. Muharrem ayının dokuzuncu günü Tasua da hicri 61. Yılında İmam Hüseyin (as) ve ashabı düşman kuvvetlerinin kuşatması altındaydı. O gün düşman İmam Hüseyin (as)’in Ehli beytine, ashabına su vermemişti. Ve Ehlibeyt için o gün çok zor geçmişti. Belki de Peygamber ailesi için en zor ve trajik günlerden biriydi. İmam Sadık (as) şöyle buyurmakta: ‘Tasua öyle bir gündür ki Hüseyin ve ashabı Kerbelada kuşatılmış ve Şam askerleri onların etrafını çevirmişlerdi. İbni Ziyad ve Ömer Saad bu  kadar atlı askerin toplanmasından mutlu oldular ve o gün Hüseyin ve ashabını aciz kabul ettiler. Ve kesinlikle yardım gelmeyeceğini anladılar. Iraklılar o Hazrete destek olmayacaklardı(5).’ Şiiler karşısında Beni Ümeyye ve taraftarları Aşura gününü bayram ve mutluluk günü olarak kutladılar. Düşmanlar yavaş yavaş Aşura günü hakkında bir hadis inşa ederek o günün erdemlerini göstermeye çalıştılar. Oysaki o gün keder ve üzüntü günüydü.  En iyi insanı öldürdüler Allah’ın Peygamber (saa)’inin kalbini parçaladılar ve Peygamber (saa)’in kadın ve çocuklarını esir ettiler. Acaba bu gün mutlu bir gün olabilir mi?! İmam Sadık (as) bu konuda şöyle buyurmaktadır: ‘Beni Ümeyye ve onlara eşlik eden Şamlılar eğer İmam Hüseyin(as) ölürse (beni Ümeyye) askerlerine zarar gelmemesi ve Hükümetin Ebu Süfyan’ın ailesinde sağlamlaştırılması için adak adadılar. Aşura gününü bayram sayarak kendi zaferlerini kutlamak için oruç tutmaktadırlar. Bu eylem şimdiye kadar halk arasında geleneksel olarak devam etmekte ve kökleri Ebu Süfyan ailesine dayanmaktadır. Bu günde insanlar oruç tutmakta neşe ve mutlulukla aile ve yakınlarına iyi davranmaktadırlar.(6) Bu yüzden Aşura ziyaretinde şöyle gelmiştir: «اللّهم ان هذا یوم تبرّکت به بنو امیّة وابن آکلة الاکباد».(7)
Rivayetler ve tarihsel anlatıya göre, Muharrem ayının onuncu gününe Aşura isminin verilmesinin sebebi Peygamberlerden on kişi on kerametle bu günde Cenabı Allah tarafından değerlendirilmişlerdir (8). Oysaki bu söz doğru değildir. İbn Derid şöyle söylemekte: Aşura İslami bir isimdir ve cahiliyet döneminde bu isimle ünlü değildi(9). Şeyh Abbas Kumi bu hadise işaret ederek ‘Şefa-ul Sudur’ yazarından şöyle nakletmektedir: Beni Ümeyye kabilesi Aşura günü mübarek bir gün sayar ve o gün kendileri için alış veriş yaparlarmış ve bunu da bir gelenek haline getirmişlerdi. Onlar bugünü bayram olarak kutlar, oruç tutar ve hacet talebini müstehap sayarlardı. Bu yüzden Aşura günü hakkında o günün erdemleriyle ilgili menkıbeler anlattılar hatta bununla ilgili bir dua da oluşturdular. Şöyle başlamaktadır: یا قابل توبة آدم یوم عاشورا، یا رافع ادریس الی السماء یوم عاشورا، یا مسکّن السفینة یوم عاشورا یا غیاث ابراهیم من النار یوم عاشورا» bu duaları yanlışlarını doğru göstermek için çıkarmışlardır. Onlar konuşmalarında şöyle söylemektedirler: Her Peygamberin bir vasıta,sebebi ve şerefi vardır. Aşura günü bu şeref daha da artar. Örneğin İbrahim için Nemrut’un ateşinin söndürülmesi, Cudi dağına Nuhun gemisinin konulması, Hz Musa’nın kurtulması için Firavunun boğulması, Yahudilerin elinden Hz İsa’nın kurtulması. Şeyh Abbas Kumi devamında şöyle söylemektedir: Şeyh Saduk Meysem Temar’dan nakletmiştir ki Peygamber’in ümmeti Aşura günü Peygamberin çocuğunu öldürdü ve bu günü mübarek saydı! Ravi şöyle söyledi: Meyseme söyledim: bu günü nasıl mübarek sayıyorlar? Şöyle söyledi: Onlar bu günün faziletiyle ilgili sahte ve düzmece bir hadis oluşturuyorlar ve diyorlar ki Aşura günü öyle bir gündür ki Allah ademin tövbesini kabul etti şöyleki ademin tövbesi Zihacce ayında kabul edilmiştir. Onlar şöyle söylüyorlar: Aşurada Yunus Peygamber balığın karnından kurtuldu oysaki balığın karnından Zilkade ayında kurtuldu. Şöyle söylüyorlar: Aşura günü öyle bir gündür ki Nuhu’un gemisi Cudi dağının kenarında olmuştur oysaki Zilhacce ayının onsekizinde olmuştur.Onlar şöyle söylüyorlar: Aşura günü deniz Musa için ortadan ikiye ayrıldı oysa Rebi-ul evvel ayında ikiye ayrıldı (10) Hz İmam Rıza şöyle buyuruyor: bir kimseki Aşura günü kendi ihtiyaçlarıyla ilgili işleri yapmaktan kaçınırsa Allah onun dünya ve ahiretteki isteklerini yerine getirir. Ve bir kimse ki  Aşura gününü üzüntü, keder ve musibet günü kabul ederek ağlarsa Allah kıyamet gününü onun için mutluluk ve ferahlık gününe döndürür ve gözleri cennette bizi görmekten aydınlanır(11).
Çeviri:B.Altun
Dipnotlar
1-İbni Esir, El-Nehaye fil Ğarib El-Hadis, cilt 3, sayfa 240
2-Terihi, Mecme-ul Bahreyn, onuncu madde, cilt 3, sayfa 186
3-Bihar-ul Envar, cilt 44, sayfa 223-250
4-Kafi, cilt 4, sayfa 147; Bihar, cilt 45, sayfa 95
5-Sefinet-ul Behar, cilt1, sayfa 312 (dokuzuncu madde)
6- Bihar-ul Envar, cilt 45, sayfa 95-96
7-Aynı eser, cilt 98, sayfa 295
8-Hayat-ul İmame El-Hüseyin, cilt 3, sayfa 179
9-El-sahih min Seyret-ul Nebi, cilt 4, sayfa 306
10-Miftah-ul Cenan, sayfa 476, Aşura gününde amel
11-Seyyid b. Tavus, İkbal El-Amel, sayfa 578, Aşura gününde amel
   



  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)