• Nombre de visites :
  • 1057
  • 6/3/2011
  • Date :

İmam Bâkır"ın (a.s) İmamet Dönemi -4

imam bâkırın (a.s) imamet dönemi

Vali araştırmaya koyuldu, etrafına sorunca: "Emir sağ olsun! Cabir fazilet, hadis ve ilimden nasibini almış bir insandı. Bu yıl hacca gitmişti, döndükten sonra delirdi ve şimdi kamışlıkta bir kamışa binmiş çocuklarla oynuyor."

Nü"man olayın akışını şöyle anlatır: "Vali mutmain olmak için Cabir"i görmeye gitti. Cabir"i, kamışa binmiş bir vaziyette çocuklarla oynadığını görünce, "Allah"a şükürler olsun ki beni onun katlinden uzak kıldı." dedi."[1]

Bu örnek, İmamın yakın ashabıyla olan ilişkisinin keyfiyetini açıklamakla birlikte, teşkilatî bir ilişki ve bağlılığın varlığını ve hükümetin de bu müslih insanlara karşı baskıcı tutumunu yansıtmaktadır. Bu arada -her şeyden çok kendi gücünü korumayı ve konumunu güçlendirmeyi düşünen- egemen güç, İmam ile yakın dostları arasındaki ilişkiden ve toplu etkinliklerinden hepten de habersiz değildi; mevcut istihbaratı değerlendirerek çalışmaların künhüne inme ve karşı taktik geliştirme çabası içindeydi.[2]

Gitgide İmamın ve Şiîliğin genel ortamının, haksızlıklara itiraz ve muhalefet görünümü kendini hissettiriyordu ve bu, Şia İmamlarının yaşam tarihinde yeni bir dönemin başladığını müjdeliyordu.

Tarih, hadis ve siyer kitaplarında, İmam Bâkır"ın (a.s) muhalif ve nispeten sert çıkışlarından bahsedilmiyor ise de bu, o döneme hakim yoğun baskıdan ve İmamın siyasî yaşamından haberdar tek merci olan dostlarının korunması için takiyyenin kaçınılmazlığından kaynaklanmaktadır; ama bunlarla birlikte uyanık düşmanın planlı tepkilerine bakarak herkesin faaliyetinin arkasındaki hakikate ulaşmak mümkündür. Hişam b. Abdülmelik gibi güçlü ve yönetici ruhlu biri -ki Belazuri"ye göre en güçlü Emevî halifesidir-[3] İmam Bâkır (a.s) veya bir başkasına asık surat gösteriyorsa bunun sebebi, karşı tarafın tutum ve davranışlarından bir tehdit sezinlemesi ve varlığını kabullenememesidir.

İmam Bâkır"ın (a.s) düşünce ve teşkilat alanında değil, sadece ilmî alanda faaliyeti olsaydı şayet, halife ve erkanı, kesinlikle şiddet ve baskı uygulamayı çıkarlarına aykırı bulurlardı. Çünkü bu durumda, hem İmamı -ki bunu, Fahh şehidi Hüseyin b. Ali"nin kıyamında tecrübe etmişlerdi- ve hem de azımsanmayacak sayıda olan İmamın dostlarını ciddi bir muhalefete sevk etmiş ve öfkelendirmiş olacaklardı.

Aslında vurgu yapmak istediğimiz, İmam Bâkır"ın (a.s) ömrünün sonlarında egemen düzenin nispeten baskıcı tutumu karşısında İmamın da nispeten sert tepki gösterdiği gerçeğidir.


[1]- Kamus"ur-Rical, c.2, s.329. Bihar"ul-Envar, c.46, s.282.

[2]- Cabir"in öyküsü, benzeri nice olaylar ve Medine valisinin İmam Bâkır"ı (a.s) tehdit eden haberini nakleden Abdullah b. Muaviye"nin rivayeti de bu gerçeği açık bir şekilde desteklemektedir. Bu hususta bakınız: Bihar"ul-Envar, c.46, s.246.

[3]- İlk Abbasiler, s.116.

İmam Bâkırın (a.s) İmamet Dönemi -3

İmam Bâkırın (a.s) İmamet Dönemi -2

İmam Bâkırın (a.s) İmamet Dönemi -1

İmam Bakır (as)ın Kültürel Mirası -3

İMAM BAKIR(as)'IN KISACA HAYATI

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)