• Nombre de visites :
  • 9840
  • 24/10/2007
  • Date :

NECASET HÜKÜMLERİ

necaset hükümleri

Soru : Kan pak mıdır?

Cevap: İster insan olsun, ister hayvan; kanı sıçrayarak çıkan canlıların kanı necistir.

Soru: Kanlı bir elbiseyi yıkadıktan sonra onun üzerinde kalan hafif kan lekesi necis midir?

Cevap: Eğer kanın kendisi kalmaz ve yalnızca yıkamakla gitmeyen renk kalırsa, paktır.

Soru: Yumurtada olan kan noktacığının hükmü nedir?

Cevap: Paktır; ama yenilmesi haramdır.

Soru: Haramla cünüp olan kimsenin ve necis yiyen hayvanın terinin hükmü nedir?

Cevap: Necaset yiyen devenin teri necistir. Ama necaset yiyen diğer hayvanlarla, haramla cünüp olan kimsenin teri güçlü görüş gereği paktır. Fakat; haramla cünüp olanın teriyle namaz kılmamak ihtiyaten farzdır.

Soru: Ölüye sidir ve kafur ile gusül verildikten sonra, normal su ile gusül verilmeden önce, ölünün bedeninden damlayan su damlacıkları pak mıdır?

Cevap: Ölünün üçüncü guslü tamamlanmadıkça necaset hükmünde baki kalır.

Soru: El, dudak ve ayaklardan bazen kopan deri parçaları pak mıdır?

Cevap: Ellerden, dudaklardan, ayaklardan veya bedenin ayrı bir yerinden kendiliğinden kopan deri parçaları paktır.

Soru: Bir şahıs, savaş alanında domuzu öldürüp etini yeme mecburiyetinde kalmıştır. Bu kimsenin bedeninin rutubeti ve ağzının suyu necis midir?

Cevap: Haram ve necis et yiyen kimsenin ağzının suyu ve bedeninin teri necis değildir. Ve onun için istibra (birkaç gün yemeğini kontrol etmesi) da söz konusu değildir. Ancak; ıslak olarak domuzun bedenine değen her şey necistir.

Soru: Ressamlık ve yazı işlerinde kullanılan fırça ve kalemlerin iyi kaliteli olanları gayr-i İslâmî ülkelerden getirilmektedir. Bunlar genellikle domuz kılından imal edilmektedir. Bu gibi fırça ve kalemlere herkes kolaylıkla ulaşabiliyor ve özellikle kültürel merkezlerde ve tebliğ bürolarında çokça bulunmaktadır. Bu gibi fırça ve kalemleri kullanmanın şer"î hükmü nedir? Ve bunlarla Kur"ân ayeti ve hadis-i şerif yazmak caiz midir?

Cevap: Domuz kılı necistir ve şeriatça taharetin şart olduğu yerlerde kullanmak caiz değildir. Ama; taharetin şart olmadığı yerlerde onları kullanmanın sakıncası yoktur. Fırçanın domuz kılından yapılıp yapılmadığı bilinmediği takdirde ise onu taharetin şart olduğu işlerde de kullanmanın sakıncası yoktur.

Soru: Almanya"ya gelen büyük alimlerden birisi, burada sadece üç şeye, yani; et, deri ve yağlar hususunda şüphe edilirse itina edilmesi gerektiğini ve diğer şeylerde şüpheye itina etmek gerekmediğini ileri sürdü; bu görüş doğru mudur? Ama, burada bir kısım nebati yağlar vardır ki, üzerlerindeki yazı gereğince sakıncalı maddelerden arıdırlar. Fakat; kardeşlerden birinin yaptığı inceleme sonucu onlardan bir kısmına az bir miktarda hayvan yağı katıldığı halde bunun yazılmadığı anlaşılmıştır. Bu konunun şer"î hükmü nedir?

Cevap: Et, yağ ve deri gibi helal oluşu veya helal oluşu ve temizliği şer"î usullere göre kesilmeğe bağlı olan her şey, gayr-i İslâmî ülkelerde haram olma bakımından leş ve şer"î usûllere göre kesilmeyen et hükmündedir. Ama, temizlik açısından şer"î usullere göre kesilmediği kesin olarak bilinmediği takdirde paktır. Hayvanî yağa gelince; şer"î usullere göre kesilmemiş hayvandan çıkarıldığı veya necis bir şeye değerek necis olduğu bilinmedikçe temiz ve helaldir.

Soru: Cünüp olan bir kimsenin elbisesi meni ile necis olursa, el veya elbise ıslak olduğu takdirde ona el sürmenin hükmü nedir? Yine cünüp olan kimse, elbisesini temizlemesi için diğerine vermesi caiz midir? Ve ihtilam olan şahsın elbisesini kendi isteğiyle yıkayan kimseye, elbisesinin necis olduğunu haber vermesi gerekir mi?

Cevap: Meni necistir, sirayet edici bir rutubetle başka bir şeye değdiğinde onu da necis eder. Elbiseyi yıkayan kimseye onun necis olduğunu söylemek gerekmez.

Soru: Ben idrardan sonra istibra yapıyorum; fakat, istibradan sonra benden meni kokusu veren bir akıntı geliyor. Bu durumda namaz hususunda görevim nedir?

Cevap: Eğer; meni olduğunu kesin olarak bilmiyorsanız ve meninin şeriatça belirlenen alametleri de bulunmazsa, meni hükmünü taşımaz.

Soru: İlmihal kitaplarında eti yenilmeyen hayvanların ve kuşların pisliğinin necis olduğu yazılmıştır. Bu durumda sığır, koyun ve tavuk gibi eti yenilen hayvanların pisliği pak mıdır?

Cevap: Eti yenilen hayvanların pisliği paktır.

Soru: Eğer; tuvalet taşının kenarında veya tuvaletin içinin herhangi bir yerinde gâit olur ve kür su ya da az suyla yıkanır ama ayn-ı necis kalırsa, ayn-ı necisin olmadığı ve yıkanırken su ulaştığı yerler pak mıdır?

Cevap: Necasete bağlı olan necis suyun ulaşmadığı yerler temizdir.

Soru: Misafir, konuk olduğu evde herhangi bir şeyi necis ederse ev sahibine haber vermesi gerekir mi?

Cevap: Necis ettiği şey yiyecek, içecek ve yemek kapları değilse bildirmesi gerekmez.

Soru: Necis olmuş şeye değen başka bir şey de necis olur mu? Eğer; necis olursa, bu hüküm zincirleme olarak bütün vasıtalar için mi geçerlidir, yoksa yalnızca yakın vasıtalar için mi?

Cevap: Necis olmuş şeye değen başka bir şey necis olur. Ve yine necislenmiş şeye değen şey de necis olur; ve yine ihtiyat gereği ikinci necislenmişe, değen şey de necis olur. Ama, üçüncü necislenmişe değen şey necis olmaz.

Soru: Şer"î usullere göre kesilmemiş olan hayvanın derisinden imal edilmiş ayakkabıyı giyen kimsenin, her abdest almadan önce ayağını yıkaması gerekir mi? Bazıları, ayakkabı içerisinde ayağın terlediği takdirde ayakları yıkamanın gerektiğini söylüyorlar. Genel olarak da her türlü ayakkabıda az-çok ayaklar terlemektedir. Bu konuda görüşünüz nedir?

Cevap: Böyle bir ayakkabı içerisinde ayakların terlediği anlaşılırsa namaz için ayakları yıkamak gerekir.

Soru: Yemek yerken diş etlerinde katılaşmış olan kana değen yemek necis olur mu? Necis olduğu takdirde, yemeği yuttuktan sonra ağzın iç kısmı necis kalır mı?

Cevap: Mezkur durumda, yemek necis olmaz ve yutulmasında bir sakınca yoktur. Ağzın içi de temizdir.

Soru: Bir süredir makyaj malzemelerinin necis olduğuna dair söylentiler var; söylentiye göre, çocuk dünyaya geldiğinde dış zar alınıp, soğuk hava depolarında muhafaza ediyorlar ve hatta dünyaya ölü olarak gelen çocuğu alıp aynı şekilde muhafaza ediyorlar ve bundan da ruj gibi makyaj malzemeleri yapıyorlar. Biz de bazen bunları kullanıyoruz ve hatta bazı zamanlar ruj yeniliyor bile; bunlar necis midir?

Cevap: Söylentiler, makyaj malzemelerinin necis olduğuna dair şer"î delil sayılmazlar. Şeriatça muteber olan bir yolla onların necis olduğu ispatlanmadıkça, onları kullanmanızın sakıncası yoktur.

Soru: Elbiseden veya kumaş parçalarından ince küçük tüyler dökülmektedir. Elbise yıkarken leğene baktığımızda bu tüyleri görüyoruz. Bu durumda, musluğun altında suyla dolu olan leğene elbiseyi daldırdığımızda leğenin kenarlarından etrafa su taşıyor. Ben de leğenden taşan suyun içerisinde bu tüylerin olması nedeniyle bu sudan ihtiyat edip o yerleri yıkıyorum. Yine, çocukların elbiselerini çıkardığımda kuru bile olsalar çıkardığım yere bu tüylerden düşmüştür düşüncesiyle oraları yıkıyorum, bu ihtiyat gerekli midir?

Cevap: Sorudaki durumda, musluktan su döküldüğü halde leğenden taşıp akan su, elbiseden ayrılıp su yüzünde yüzen tüylerle birlikte paktır. Nitekim çocukların necis elbiselerinin çıkarıldığı yerin, kuru olduğu takdirde bu tüylerle necis olmasının bir dayanağı yoktur. Böylece, sorudaki her iki hususta da ihtiyat etmek için bir sebep yoktur.

Soru: Rutubet ne derecede olursa necasetin sirayet etmesine sebep olur?

Cevap: Ölçü, yaş bir cisim başka bir cisme değdiğinde birinin ıslaklığının hissedilir bir şekilde diğerine geçmesidir.

Soru: Hıristiyan ve Yahudiler gibi dinî azınlıkların da elbiselerini verdikleri kuru temizleyicilere verilen elbiseler pak mıdır? Ayrıca; buralarda temizleme işlemi kimyasal maddelerle yapılmaktadır.

Cevap: Kuru temizleyicilere verilen elbiseler önceden necis değillerse, yine de temizdirler ve elbiselerin ehl-i kitap olan dinî azınlıkların elbiselerine değmeleri onların necis olmasına sebep olmaz.

Soru: Tam otomatik çamaşır makinelerinde yıkanan necis elbiseler pak olur mu? Bu çamaşır makinelerinin çalışma tarzı şöyledir: Birinci defada çamaşır tozuyla birlikte çamaşır makinesine koyulan çamaşırların üzerine bir miktar su dökülür ve çamaşır makinesi biraz çalışınca, çamaşır makinesinin kapak camı ve etrafındaki plastik üzerinde köpük oluşur. Sonra köpük bunları tamamen kapatınca ikinci kez su alıyor. Daha sonra da makine otomatik olarak çamaşırı üç defa az suyla yıkıyor ve her defasında suyu dışarıya atıyor. Sizden ricamız, böyle yıkanan çamaşırların pak olup olmadıklarını açıklamanızdır.

Cevap: Necasetin kendisi giderildikten sonra, musluğa bağlı olan su, çamaşır makinesinin içerisindeki elbiselere ve çamaşır makinesinin içinin her tarafına ulaştıktan sonra ondan ayrılıp dışarı çıkarsa bu şekilde yıkanan elbiseler paktırlar.

Soru: Yere, havuza veya çamaşır yıkanan hamamlara dökülen su, insanın elbisesine sıçrarsa, elbise necis olur mu?

Cevap: Temiz yere dökülen sudan sıçrayan su da paktır.

Soru: Belediyeye bağlı çöp kamyonlardan caddelere akan su, bazen şiddetli rüzgar nedeniyle halkın üzerine sıçramaktadır. Bu su pak mıdır?

Cevap: O suyun necise değmesi sonucunda necis olduğu kesin olarak bilinmediği takdirde temizdir.

Soru: Yemek, içmek hususunda, temizlik ve necaset hükümlerine önem vermeyen kimselerin evlerine gidip gelmenin hükmü nedir?

Cevap: Taharet ve necaset konusunda necis olduğu kesin olarak bilinmeyen bir şey, şeriatın zahiri hükmüne göre pak sayılır.

Soru: Eğer birkaç şeyden biri necis olur ama; hangisinin necis olduğu bilinmezse bunlara değen şeyin hükmü nedir?

Cevap: Onların hepsine değmedikçe, bazısına değen şey hakkında necis hükmü uygulanmaz.

Soru: Hangi dinden olduğu bilinmeyen bir kimse elinde sirayet edici (geçici) ıslaklık olduğu halde yiyecek maddeleri satmaktadır; satış esnasında gıda maddelerine dokunmaktadır. Ona hangi dine mensup olduğu sorulması gerekir mi, yoksa "her şeyin aslında temiz olduğu" ilkesi onun hakkında da geçerli midir? Elbette, bu kimse İslâm ülkesi vatandaşlarından değildir ve oraya çalışmak için gelmiştir.

Cevap: Ona hangi dine bağlı olduğunu sormak farz değildir. Onun kendisi ve ıslak olarak dokunduğu şeyler hakkında "her şeyin temiz olduğu" ilkesi geçerlidir.

Soru: Eğer insanın kendi evinde veya akrabalarından birinin evinde ya da her zaman gidip geldiği evlerin birinde necasete ehemmiyet vermeyen bir kimse olur ve bu şahıs o evin ve evdeki eşyaların temizlenmeyecek kadar geniş ölçüde necis olmasına sebep olursa, bu evde yaşayanların görevleri nedir? Böyle bir durumda insan nasıl temiz kalabilir. Özellikle de sahih olması taharete bağlı olan namazlar için ne yapmak gerekir. Bu durumun hükmü nedir?

Cevap: Evin hepsini temizlemek gerekmez. Namazın sahih olması için de namaz kılanın elbisesiyle -secdede- alnın temas ettiği yerinin temiz olması yeterlidir. Evin ve eşyalarının necis olması, namazda ve yemek-içmekte temizliğe riayet etmekten fazla bir yükümlülük gerektirmez.


NECASETLER (PİSLİKLER)

TAHARET (Temizlik) HÜKÜMLERİ

Suların Hükümleri

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)