• Nombre de visites :
  • 5719
  • 20/7/2008
  • Date :

İran"da Bilimsel Devrim

cumhurbaşkanlarl

    İran, nükleer enerji programı geliştirmesi yönündeki kararlılığının, teknolojik bakımdan İran’ı kendisine yeter bir duruma ve İran’ı dünyanın en ileri ülkelerinden biri haline getirmek yönündeki geniş çaplı mücadelenin bir parçası olduğunu iddia ediyor. Batı"ya bel bağladıkları gerekçesiyle 30 yıl önce yönetime müdahale eden ülke liderleri bilimsel ve sinai çalışmalara büyük yatırım yaparken, eleştirmenler hükümetin verdiği bu yatırım ve desteğin zaman bir programa bağlı olmamasının İran"ın teknoloji yönündeki hedefinin gerçekleşmesi yönünde sorunlara yol açabileceğini belirtiyor.

    İranlı bilim adamları nanoteknoloji ve biyoloji alanındaki gelişmelerin kök hücre çalışmalrına ivme kazandırdığını ve bölgede en çok arabanın İran"da üretildiğini iddia ediyor.

   Richter, ülkenin en iyi öğrencilerinin eğitim gördüğü Şerif Üniversitesi’ndeki konuşmasında İran’ın uzay gibi büyük önemli konular hakkında söz sahibi olmak isteyen ülkeler grubuna katılmayı talep ettiğini belirtti. Her yıl 1.5 milyon genç İranlı üniversite sınavına giriyor ve bunlardan 500,000"i sınavda başarı gösterip ücretsiz üniversite eğitimine hak kazanıyor. Sadece en başarılı 800 öğrenci İran’ın MIT’i (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) olarak görülen Şerif Üniversitesi’ne girmeye hak kazanıyor.

    Şerif Üniverstisi’nde öğrenciler uzay ve havacılık ile nanoteknolojiyi de kapsayan alanlarda öğrenim görüyor. Yeni mezunların bir kısmı İran’ın nükleer programını geliştirme çalışmalarına katılırken veya İran’daki diğer teknoloji alanlarında iş bulurken, büyük bir kısmı özellikle de doktora yapmak isteyen mezunlar Avustralya, Kanada ve Amerika"daki işveren ve üniversitelerden yoğun taleple karşılaşıyorlar.

    “Çağdaş laboratuarlarımızı ve doktora yapan kız öğrencilerimizi gören ziyaretçilerimiz küçük dillini yutuyor Görmeyi bekledikleri İran"dan çok farklı olarak akademik bir ülke ile karşılaşıyorlar" diyen Şerif Üniversitesi profesörlerinden Abdulhasan Vafayi şunu da ekliyor: “Burada öğrencilerimize açlık, küresel ısınma ve su kıtlığı gibi bütün insanlığı etkileyen sorunları çözmeleri yönünde eğitim veriyoruz."

    Ama İran’da bilim adamlarının ideolojilere hizmet etmesi bekleniyor. İranlı liderler, yaptıkları 1979 devriminin ülkeyi bağımsız ve kendine yeter bir duruma getirdiğini ispatlamak için bilimsel buluşları kullanıyor.

Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad Şubat ayında İran’ın ilk uzay merkezini açarken deneme roketinin uzaya gönderilmesi talimatı verip hiçbir gücün İran’ın iradesi ile baş edemeyeceğini iddia etmişti.

    İlk uydusu bir Rus firması tarafından gönderilen İran ikinci uydusunu İran yapımı bir roket kullanarak birkaç hafta içinde göndermeyi umuyor. İran"ın bu alandaki ilerlemeleri bağımsız olarak tasdik edilemez.

İran’daki kök hücre çalışmaları merkezine 2006 yılında gerçekleştirdiği ziyaret sırasında bilimsel çalışmaları jeopolitik nedenlerden ötürü teşvik eden dini lider Ayetullah Ali Hamaney yaptıkları bilimsel çalışmaların devrim düşmanlarını mutsuz ettiğini belirtti.

    1979’da, devrimciler ABD destekli Şah Muhammed Rıza Pehlevi"yi, İran’ı teknoloji, askeri teçhizat ve sınai donanım konusunda ülkeyi başka devletlere bağımlı hale getirdiği gerekçesiyle suçlamıştı.

1980’lerdeki İran - Irak savaşı sırasında ülke, İran’ı izole eden süper güçlerin desteklediği bir düşmanla karşı karşıya gelmişti. İran’ın yedek parça erişimini imkansız kılan ABD yaptırımları İran’ı, Amerika yapımı F-4 savaş jetlerini indirmek zorunda bırakmıştı.

    İran’ın en büyük araba üreticisi olan Iran Khodro"nun baş yöneticisi Manuçer Manteki, "savaşta bütün dünya bize karşıydı. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız gerektiğini öğrendik" diyor. 2007"de 600 binden fazla araba üretimi yapan şirket Orta Doğu"da bir numara. Aynı yılda Hindistan"ın Tata Motors"u 400 binden biraz fazla araba üretimi yaparken İran"ın Khodro"suyla ortaklığı bulunan Fransız Peugeot Citroen yılda ortalama 3.5 milyon araba üretiyor.

    İşçileri ile olan yakınlığını göstermek için işçilerin kıyafetini giyinmiş bir halde Mart ayında yaptığı açıklamada Manteki "yaptırımlar bizi tüm gücümüzle çalışmaya zorladı. Şimdi o zaman öğrendiklerimizi sanayide uyguluyoruz." diyor.

    İranlılar nükleer programları konusunda BM tarafından uygulanan yaptırımlar konusunda endişeliler. “Yaptırımlar başka ülkelerle iş birliği yapmamız önünde engel teşkil edecek." diyor Manteki:

"Fakat aynı zamanda yaptırımlar yüzünden yabancı ülkeler de bizim gücümüzden faydalanamayacak. Mesela iş birliği yapmak istediğimiz yabancı araba firmaları bizimle işbirliği yapamayacak. İran ilginç bir pazar, yılda 1,5 milyon araba satışı yapılıyor. Yaptırımlar nedeniyle kendi ihtiyacımızı kendimiz karşılamak zorunda kalıyoruz ama buna alıştık zaten.”

    Devlet desteğiyle insan kök hücreleri üzerine araştırma yapan Tahran’daki Royan Kök Hücre Enstitüsü"nden Nasser Ahdemi "Batılıların İran"a nükleer teknoloji konusunda baskı yapması, ileride diğer alanlarda meydana gelebilecek teknolojik gelişmelere de baskı olabileceği anlamına geliyor. Dini sorumlularımız 4 aylığa kadar olan ceninler üzerinde çalışma yapabileceğimize karar verdi. ABD’deki bilim adamları ile bilgi alışverişi yapıyoruz. Bilime politikanın karıştırılmaması gerektiğine inanıyorum” diyor.

saglik

   Bu bilgi paylaşımına rağmen, Ahdemi araştırma için ihtiyaç duydukları yeni bir yüksek hızlı santrifüj sipariş etmesine karşın meslektaşlarının bu cihazı İran"a göndermesine, cihazın “çift kullanımlı” olarak değerlendirilmesi gerekçesiyle izin verilmedi. “Çift kullanımlı” teknoloji İran’ın nükleer programında kullanabileceği teknoloji anlamında kullanılıyor. İran’ın ürettiği nükleer santrifüjler kök hücre araştırmasında kullanılamıyor.

   “Tüm bu gerçekler amacımızı gerçekleştirmek için çelik gibi bir iradeye ihtiyacımız olduğunu gösteriyor" diyor Ahdemi:

“İranlı kök hücre uzmanları, etik sorunlara takılmamak için uzun süredir deri hücrelerini embriyo hücrelerine uyarlama çalışmaları yürütüyor. Bu çalışmaları İran"ın dışında sadece Almanya, ABD ve Japonya yürütüyor. En iyilerle yarıştığımız için gurur duyuyoruz."

    19. yüzyıla kadar Pers İmparatorluğu olarak bilinen İran doğa bilimleri, matematik ve felsefede birçok keşiflere imza attı. 7. yüzyılda Arap-İslam hakimiyetine girdikten sonra ise, Acem bilim adamları tıbbi alkolü geliştirdiler, cebire ve kimyaya önemli katkılarda bulundular.

    Tahran’daki araştırma enstitüsünden Profesör Haşim Rafii-Tabar, “herkes çocuğunun burada okumasını istiyor. Tahran’da taksiye bindiğinizde, taksi şoförü size, çocuklarını üniversitede okutmak taksiciliği ek iş olarak yaptığını söyleyecektir” diyor. Haşim, İran’ın dokuz üniversitesinden müteşekkil bir konsorsiyum için Nanoteknoloji birimini kurmak amacıyla altı yıl önce memleketine dönmüş. Öğrencileri bireysel kanser hücrelerini teşhis edip imha edebilen nanocihazlar için kavramsal tasarımlar yapıyor.

    “Büyük hedeflerimiz var” diyen Haşim konuşmasına şu şekilde devam etti: “Nanoteknoloji alanında zaten bölgede bir numarayız. Sadece İsrail"in bizim seviyemizde olma ihtimali var. Bölgede bu konuda uluslararası bilimsel yayınlarda en fazla makalesi yayımlanan ülke İran. Henüz patent alamadık, resmi bir buluşumuz yok ama bölgesel rakiplerimiz de henüz bu seviyeye gelmiş değil.”

   Bu arada İran hükümeti de nanoteknolojiyi destekliyor. Mesela geçen ay hükümetin finanse ettiği bir süperbilgisayar merkezi açıldı.

   Haşim gözlemlerini şu şekilde dile getiriyor: “İran’da bilimsel projeler ilk başta çok bir heyecanla yürütülüyor ama daha sonra bu heyecan kayboluyor. İran"a yeni bir araştırma konusu geldiğinde ünlü üniversitelerde uzun süre tartışılır ve üzerinde kafa yorulur ama devrimler ve hükümet değişiklikleri geçmişte proje üretimine engel oldu. Önceden bilgi teknolojilerine oldukça ileriydik ama ATM"lerimiz için hala yabancı yazılımlara ihtiyaç duyuyoruz.”

    Tahran’ın batısındaki Hodro fabrikasında gündüz vardiyasının bitmesine rağmen çalışmasına devam eden yönetici Manteki açıklamalarını şu şekilde noktalıyor: “Ben herkesten daha çok çalışmalıyım çünkü hala birçok şey ters gidiyor. Ayetullah Hameney’in de belirttiği gibi istersek başarırız. İran"da komşu ülkelerden daha çok uzman var. Uzmanlarlardan yöntemli bir şekilde faydalanabilirsek hedeflerimizi gerçekleştirebiliriz. İran bunu dünyanın geri kalanıyla iş birliği içinde gerçekleştirebilir ama gerekiyorsa bunu kendi başımıza da başarabiliriz.”

(Washington Post,Iran Makes the Science A Part of Its Revolution)


İslam,Bilim ve Teknoloji

Teknoloji nimet mi dert mi? (2)

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)