• Nombre de visites :
  • 3652
  • 12/3/2008
  • Date :

NAMAZI BOZAN ŞEYLER

namazi bozan şeyler

* On iki şey namazı bozar ve onlara "mübtilat" [=namazı bozan şeyler] denir:

1) Namazda, namazın şartlarından birinin bulunmaması. Örneğin, namazdayken mekanın gasp edilmiş olduğunun anlaşılması gibi.

2) Namazdayken bilerek veya unutarak veya çaresizlik yüzünden abdest veya guslü batıl eden bir şeyin meydana gelmesi. Örneğin, idrar gelmesi gibi. Ancak idrar veya büyük abdestini tutamayan kimseden namaz esnasında idrar veya gaita çıkacak olursa, abdest hükümlerinde açıklandığı üzere hareket ettiği takdirde, namazı batıl olmaz. Yine namaz esnasında müstehaze kadından kan gelirse, istihazeyle ilgili olarak açıklanan hükümleri uygulamış olursa, namazı sahihtir.

* Elinde olmadan uyumuş olan kimse, namazda mı, yoksa namazdan sonra mı uyuduğunu bilmezse, farz ihtiyat gereği namazı iade etmelidir. Ama namazın tamamlandığını bilir de uyumasının namaz esnasında mı, yoksa namazdan sonra mı gerçekleştiği hususunda şüpheye düşerse, namazı sahihtir.

* Kendi iradesi ile uyuduğunu bilir; ama bunun, namazdan sonra mı, yoksa namaz esnasındayken namazda olduğunu unutarak mı gerçekleştiğinden şüpheye düşerse, namazı sahihtir.

* Secde hâlindeyken uykudan uyanır ve namazın son secdesi mi, yoksa şükür secdesi mi olduğundan şüpheye düşerse, namazı iade etmesi gerekir.

3) Bazı Şiî olmayanların yaptıkları gibi, ellerin üst üste konulması.

* Eğer edep için eller üst üste koyulursa, bazıları tarafından yapılana benzemese de, farz ihtiyat gereği namaz iade edilmelidir. Ama unutkanlık, çaresizlik veya kaşımak ve benzeri bir iş için eller üst üste koyulursa, sakıncası yoktur.

4) Fatiha okunduktan sonra "Âmin" denilmesi. Ama, yanlışlıkla veya takiyye edilerek denilirse, namaz batıl olmaz.

5) Kasten veya unutkanlıkla kıbleye sırt çevirmek ya da sağ veya sol tarafa dönmek. Hatta bilerek, "yüzü kıbleye doğrudur" denmeyecek kadar dönülürse, kıblenin sağ veya sol tarafına ulaşmasa bile, namaz batıl olur.

* Kasıtlı olarak yüzün tamamı sağ veya sola döndürülürse, namaz batıl olur. Hatta yanlışlıkla bile yüz bu kadar döndürülürse, farz ihtiyat gereği namaz iade edilmelidir ve önceki namazın tamamlanması da gerekmez. Ama baş kasıtlı veya yanlışlıkla, biraz döndürülürse, namaz batıl olmaz.

6) Bilerek, tek harfli bile olsa bir kelimeyi, manası olmasa da bir mana kastederek söylemek. Hatta iki veya daha fazla harfli kelimeler denildiği takdirde, herhangi bir mana kastedilmese bile, farz ihtiyat gereği namaz iade edilmelidir. Ancak yanılarak söylenirse, namaz bozulmaz.

* Manası olan tek harfli örneğin Arapça"da "koru" anlamını taşıyan "ki" gibi bir kelimeyi söylerse, anlamını bildiği ve onu kastettiği takdirde, namazı batıl olur. Hatta anlamını kastetmez; ama taşıdığı anlamın farkında olursa, farz ihtiyat gereği namazı iade etmelidir.

* Namazda öksürmenin, geğirmenin ve iç çekmenin sakıncası yoktur. Fakat of, ah veya buna benzer iki harfli şeyleri kasıtlı olarak söylemek, namazı bozar.

* Bir kelimeyi zikir niyetiyle söylerse, meselâ, zikir niyetiyle "Allahu ekber" der ve söylediği zaman başkasına bir şey anlatmak için sesini yükseltirse, sakıncası yoktur. Fakat bunu başkasına bir şey anlatmak niyetiyle der ve bununla birlikte zikir niyeti de olursa, namaz batıl olur.

* Cenabetle ilgili hükümlerde açıklanan farz secdesi olan dört sure dışında, namazda Kur"ân okumanın, Türkçe veya başka bir dille olsa bile, dua etmenin sakıncası yoktur.

* Fatiha, sure ve zikirlerden herhangi bir kısmını, kasıtlı olarak veya ihtiyat ederek bir kaç kez okumanın sakıncası yoktur.

* Namaz kılan birisi başkasına selâm veremez. Eğer bir başkası ona selâm verirse, cevabında "selâm" kelimesini önce söylemelidir. Meselâ, "es-Selâmu aleykum" veya "Selâmun aleykum" demelidir. "Aleykum"us-selâm" dememelidir.

* Selâmın cevabı, ister namazda olsun, ister namaz dışında olsun, hemen verilmelidir. Eğer selâmın cevabı, kasıtlı olarak veya unutkanlıkla, verildiğinde selâmın cevabı sayılmayacak kadar geciktirilirse, namazdaysa artık cevap verilmemeli; namazda değilse, artık cevap vermek farz olmaz.

* Selâmın cevabı, selâm verenin duyacağı şekilde verilmelidir. Fakat, selâm veren sağır olursa, cevabının normal şekilde verilmesi yeterlidir.

* Namaz kılan, selâmın cevabını dua niyetiyle değil de cevap kastıyla vermelidir.

* Eğer nâmahrem kadın veya erkek veya iyiyi kötüyü anlayan bulûğ çağına ermemiş çocuk, namaz kılana selâm verirse, namaz kılan onun cevabını vermelidir.

* Namaz kılan selâmın cevabını vermezse, günah işlemiş olur; ama namazı sahihtir.

* Namaz kılana selâm sayılmayacak şekilde yanlış selâm verilirse, cevabını vermek farz olmaz.

* Şaka ile veya alay etmek için selâm verenin selâmına cevap vermek farz değildir. Farz ihtiyat gereği gayrimüslim bir erkek veya kadının selâmına, "selâm" veya sadece "aleyk" diye karşılık verilmelidir.

* Bir topluluğa selâm verilirse, selâmın cevabını vermek hepsinin üzerine farz olur. Ama, topluluktan birinin cevap vermesi, yeterli olur [ve diğerlerinin üzerinden kalkar].

* Eğer bir kişi bir topluluğa selâm verir de, o topluluktan kendisine selâm verilmesi kastedilmeyen biri cevap verirse, yine selâmın cevabını vermek o grup üzerine farz olur.

* Eğer bir kimse, bir topluluğa selâm verirse, topluluk arasında namaz kılan biri olur ve kendisinin selâm veren tarafından kastedilip kastedilmediğini bilmez veya kendisinin de kastedildiğini bildiği hâlde başkası cevap verirse, o cevap vermemelidir. Ama eğer kendisinin kaste-dildiğini bilir ve başkası da cevap vermezse, cevap vermesi gerekir.

* Selâm vermek sünnettir. Bineklinin yayaya, ayakta olanın oturana, küçüğün büyüğe selâm vermesi çok tavsiye edilmiştir.

* Eğer iki kişi aynı anda birbirlerine selâm verseler, her birisinin üzerine diğerinin selâmını cevaplamak farzdır.

* Namaz dışında, selâmın cevabını daha güzel bir şekilde vermek müstehaptır. Meselâ, "Selâmun aleykum" diyen kimsenin cevabında, "Selâmun aleykum ve rahmetullah" denmesi müstehaptır.

7) Bilerek sesli ve kahkahayla gülmek. Yanılarak sesli gülen veya gülümseyen kimsenin namazı bozulmaz.

* Eğer sesli gülmeyi önlemek için hâli değişirse, meselâ namaz kılma vaziyetinden çıkacak derecede rengi kızarırsa, namazı iade etmesi gerekir.

8) Bilerek dünya meselesi için sesli ağlamak. Ama dünya meselesi için sessiz ağlamanın sakıncası yoktur. Allah korkusundan veya ahiret için sesli ve sessiz ağlamanın sakıncası olmadığı gibi, en üstün amellerden biridir de.

9) Namazın şeklini bozan hareketler. Meselâ, el çırpmak, hoplamak ve benzeri hareketler. Bunlar az veya çok olsun, bilerek yapılsın veya yanılarak, namazı bozar. Fakat el ile işaret etmek gibi namazın şeklini değiştirmeyen hareketlerin sakıncası yoktur.

* Namazdayken, "namaz kılmıyor." denecek kadar susmak, namazı batıl eder.

* Namazda bir iş yapar veya bir müddet susar ve namazın bozulup bozulmadığından şüpheye düşerse, namazı sahihtir.

10) Namazda, "namaz kılmıyor." denecek şekilde yemek veya içmek.

* Farz ihtiyat gereği namazda, hiçbir şey yememek ve içmemek gerekir. İster namazın fiil ve cüzlerinin peş peşe yapılma şartı gözetilsin, ister gözetilmesin, ister "namaz kılıyor" densin, ister denmesin, fark etmez.

* Namazda, dişin dibinde kalan yemek artıklarını yutmak, namazı bozmaz. Eğer şeker ve benzeri şeyler, ağızda kalır ve namazda yavaş yavaş eriyip boğaza giderse, namazın sahih oluşu sakıncalı olur.

11) İki veya üç rekâtlı namazların rekâtlarında ya da dört rekâtlı namazların ilk iki rekâtında şüpheye düşmek.

12) Namazın rüknünü bilerek veya yanılarak, rükün olmayan bir şeyi de bilerek az veya çok yapmak.

* Namaz bittikten sonra, namazdayken namazı bozan bir işin yapılıp yapılmadığından şüpheye düşülürse, namaz sahihtir.

 

Abdestin Şartları

ÂYÂT NAMAZI

NAMAZDA BEDENİ ÖRTMEK

Cuma Namazı

NAMAZ VAKİTLERİ

KIBLE HÜKÜMLERİ

NAMAZ KILANIN YERİ

MESCİD HÜKÜMLERİ

NAMAZ KILANIN ELBİSESİ

EZAN VE İKAAMET

FARZ NAMAZLAR

Namazın Önem ve şartları

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)