• Nombre de visites :
  • 2649
  • 6/1/2008
  • Date :

İnsanın derdi nedir?

İnsanın derdi nedir?

   İnsanın derdi derken mesela bir baş ağrısı mı gelmelidir akla? İnsanın insanlık boyutu söz konusu ediliyorsa meselenin baş ağrısı ya da benzeri bir dert olmayacağı açıktır. Çünkü herhangi bir hayvanın da pekala başı ağrıyabilir. İnsanın başı, eli, kolu ya da ayağının ağrıması ona insani bir dert kazandırmaz; uzuv ve vücut ağrıları hayvanda da vardır, insanda da; her ikisinde de görülebilecek olan bu ağrının ortaya koyduğu dert" hayvani" bir derttir; maddi ve şahsa münhasırdır. Ancak insanın derdinden söz edilirken insanın derdi, onun "dert taşıması", "derde sahip olması"dır diyenlerin kastettiği dert böyle bir dert, böyle bir ağrı değildir, bambaşka bir şeydir o; insani değerlerin kıymeti, insani değerlere değer katan şeydir.

   İslam ariflerince de tanınmış ve tespit edilmiş bir "dert"tir bu... Arifler bu derdi pek mukaddes bilir, insanın ancak kendi nevine münhasır bir özelliği olduğunu söylerler Hatta insanı meleklere üstün kılan şeyin de bu olduğuna inanırlar; insan melekten üstündür, çünkü o dert taşır, meleğinse derdi yoktur. Ariflerin sözünü ettiği bu dert "Allah"ın peşinde olan", "Allah"ı arama", "Yaratan"ı arayış derdi"dir. Yalnızca ariflerin görüşü değildir bu, buraya kadar sözü edilen çerçeve dahilinde İslam"ın da görüşüdür aynı zamanda. Bir hakikattir bu; insan ilahi bir soluktan gelmedir, asıl mayası budur; apayrı bir dünyaya aittir insan. Yaşadığı bu dünyada, tabiatta mevcut olan bunca varlıklar arasında bir yabancılık hisseder, bütünüyle onların cinsinden olmadığını anlar. İçinde yaşadığı dünyanın her şeyi gariptir ona; insan bu dünyada adeta bir yabancıdır, gurbettedir. O, kendisiyle içiçe yaşadığı tabiatı yadırgar ve garipser, çünkü onunla tam olarak aynı cinsten değildir, bu yüzden de bu dünyada hep yabancılık duygusuna kapılır, gurbette olduğunu hisseder, bir "sıla"sı vardır sanki, hep onun hasretini duyar içinde, onu arar durur hayatı boyunca...

Her şey; gördüğü, tanıdığı her şey fanidir, geçicidir, sürekli bir değişim içindedir; hiçbir şey gönül verilecek, kendisine bağlanılacak türden değildir... Oysa insanda sürekli bir ölümsüzlük düşüncesi vardır, sürekli bir "hep kalıcılık" merak ve endişesi vardır, bir fırtına gibi hep içinde taşır onu, hep tedirgindir...Onun "dert"i işte budur... İnsanı Yaratıcısına itaate, Allah"a ibadete, Rabbine hamd-u senada bulunup O"nunla dertleşmeye ve O"na yaklaşmaya cezbeden güçtür bu!

 

İnanmak veya inanmamak

Nefis Tezkiyesinin En İyi Yolu

Allah'ı Çok Anın!

KURAN AHLAKI - TEVEKKÜL

TEVEKKÜL EDENLER

Kur'an-ı Kerim'de mü'min

Tefekkür

Kalp Huzuru, Namazın Ruhudur

 

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)