• Nombre de visites :
  • 1012
  • 1/12/2012
  • Date :

Velayet-i Fakihin Kavramsal Tanımı

velayet-i fakihin kavramsal tanımı

Arapça dilinde velayet, “veliyy”‌ kökünden türemiş olup büyük Arap lügat bilginlerinin de itiraf ettiği üzere bir tek anlama gelmektedir. “veliyy”‌ kelimesinin anlamı yakınlıktır.[1] Arapça dilinde “veliyy”‌ kelimesi için üç anlam tespit edilmiştir:

1-Dost

2- Seven

3- Yardımcı

Velayet kelimesi için ise bütün bunların yanı sıra[2]  iki anlam daha verilmiştir:

1-Saltanat ve üstünlük

2-Önderlik ve hükümet[3]

Farsça dilinde de “veliyy”‌ kelimesi hakkında dost, yar, sahip, koruyucu ve birisi adına bir işi yöneten kimse anlamları  gibi çeşitli anlamlar zikredilmiştir. Velayet için ise hükümet etmek anlamı beyan edilmiştir.[4]

Velayet kelimesi fakih hakkında kullanılınca maksat hükümet ve toplum idaresidir. Bazıları bu anlamda efendilik riyaset ve saltanat anlamının olduğunu da iddia etmişlerdir. Bu anlam da velayet sahibi olan velinin, üzerinde velayet sahibi olduğu kimse üzerindeki velayetini ifade etmektedir.[5] Oysa bundan maksat üzerinde velayeti üstlenilen kimsenin işlerinin idaresi ve yöneticiliğidir ve “Bir kavmin efendisi onların hizmetçisidir.”‌[6] mesabesinde yönetilen kimseye bir tür hizmettir, boynunda bir yük değildir.

Öte yandan velayet fıkhi terminolojide iki konuda iki anlam ifade etmektedir.

1-Yönetilen kimsenin kendi işlerini yönetmeye gücünün olmadığı, örneğin meyyit, sefih, mecnun ve küçük çocuklar hususunda. Bu gibi hususlarda velayet kayyumiyet ve yöneticilik anlamındadır. Ölçüsü ise idare edilen kimsenin kendi şahsi işlerini idare etmekten acizliğidir. Bu yüzden bir taraftan idare edilen kimse fıkıhta “kasır”‌ olarak adlandırılan zayıf kimsedir ve bir taraftan da bu velayet, idare edilen kimsenin zayıflığı var olduğu müddetçe geçerlidir. Zayıflığı ortadan kalktığı taktirde bu velayet sona ermektedir. Bu yüzden eğer bir deli akıllı olur veya bir çocuk buluğ çağına erişirse kayyumiyet anlamını ifade eden velayeti sona erer.

2-Yönetilen kimsenin kendisini idare etmeye gücü yettiği, ama buna rağmen başka birinin velayet ve yöneticiliğinin gerektiği hususlardır. Velayet burada toplumun işlerini idare etme anlamında olan siyasi velayettir. Her ne kadar fakih her iki anlamda velayet sahibi olsa da bu konuda velayet-i fakihten maksat ikinci anlamdır. Zira toplum üzerinde velayet hakkı olan velayet-i fakih toplumdaki tüm bireylerin hatta diğer fakihlerin ve hatta kendi şahsının idaresini üstlenmektedir. Bu da, toplumun toplum olarak kusuru ve zayıflığı sebebiyle değildir. Nitekim bazıları velayet-i fakihi meyyit veya küçük çocuğun velayeti ile mukayese etmekte ısrar etmektedirler.[7] Aksine her toplum kendi işlerini idare etmek için bir yöneticiye ihtiyaç duymaktadır: Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kavmin iyi veya kötü emiri olmalıdır.”‌[8] Bu toplumsal bir ihtiyaçtır. Her nerede bir topluluk vücuda gelirse bir takım toplumsal görevler ortaya çıkmaktadır ve bu toplumsal görevlerin düzenlenmesi isse bir riyaset ve yöneticilik gerektirmektedir.

O halde fakihin ümmet üzerinde toplumun tüm hareketini İslami ideallere doğru sevk eden bir yönetici olarak velayet hakkı vardır ve gerçekte velayet önceki konularda işaret ettiğimiz dini müdüriyetin tecellisinden ibarettir.


[1] Mekais’ul Lügat, s. 6, s. 141; el-Kamus’ul Muhit, s. 1732; el-Misbah’ul Munir, c. 2, s. 396; es-Sihah, c. 6, ss. 2528; Tac’ul Arus, c. 10, s. 398

[2] bazı araştırmacılar velayet kelimesi için hakkında dostluk ve yardım etme anlamını inkar etmiş, onu sadece saltanat veya önderlik anlamında kabul etmişlerdir. (Bak. El-Muntaziri Deraset’u fi velayet-i fakih ve fıkh-u devlet-i İslamiyye, c. 1, s. 55)

[3] Bak. El-Kamus’ul Muhit, s. 1732; Tacu’l Arus, c. 10, s. 398;  Misbahu’l Munir, c. 2, s. 396

[4] Bak. Muhammed Muin, Ferheng-i Farisi. C. 4; s. 5054-5058

[5] Bak. Mehdi Hairi  Yezd, hikmet ve hükümet s. 67 ve 177

[6] Resul-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle nakledilmiştir:  “Kavmin efendisi onlara yolculukta hizmet edendir.”‌ (Meclisi, el-Bihaar, c. 76, s. 273)

[7] Mehdi Hairi Yezdi Hikmet ve Hükümet s. 177

[8] Subhh-i Salih  Nehc’ul Belağa, 40. Hutbe s. 82

Masumların Velayeti, Velayet-i Fakih-1

İslamî İnançlarda Velayet-i Fakihin Yeri

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)