• Nombre de visites :
  • 1485
  • 28/5/2012
  • Date :

Emrimiz Altındakilere Nasıl Davranmalıyız?-1

emrimiz altındakilere nasıl davranmalıyız

İlahi tedbir ve terbiyeyi, şefkat ve merhametten ayrı düşünemeyiz!

Allah, Rahman ve Rahimdir (Fatiha Suresi/3). Yani bağışlayan ve merhamet edendir.

“Rahman”‌  ve “Rahim”‌ isimleri, şanı yüce Allah’ın Kuran-ı Kerim’de zikrolunan iki sıfatıdır. Mübalağa vezninde kullanılan ve Allah Teâlâ’nın rahmetinin çok geniş ve bol olduğu ifade eden “Rahman”‌ sıfatı, ezelde bütün mahlûkatı içine alırken, “Rahim”‌ sıfatı da mahlukat arasında Allah’a karşı mükellef sahibi olduklarının bilincinde olan özellikle de müminleri kapsar.

Allah Teâlâ, merhamet etmeyi kendi üzerine farz kılmıştır. “ O rahmeti kendi üstüne yazdı.”‌ (Enam Suresi, 54) O’nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır. “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır.”‌ (Araf suresi, 156). İnsanlara gönderdiği peygamber ve indirdiği kitap rahmetinin bir cilvesidir. “Ve biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.”‌ (Enbiya Suresi, 107). Yaratması da rahmetindendir. Eğer Allah günahkâr kullarını cezalandırıyorsa, bu dahi ilahi terbiye bazında O’nun bir lütfüdür. Kullarının günahlarını bağışlamak, tövbelerini kabul etmek, kusurlarını örtmek ve geçmişteki yanlışlarını düzeltmeleri için onlara fırsat tanımak, evet tüm bunlar Allah Teâlâ’nın sonsuz rahmet ve merhametinin tecellisidir. 

 Rabbimizi, her gün eda ettiğimiz namazlarımızda O’nun en önemli iki sıfatını en az otuz kez (iki kez Fatiha suresinde ve bir kez zammı surelerde okunur) tekrar ederek altmış kez rahmet sıfatıyla tespih etmemiz de bunun çarpıcı bir sonucudur.

Allah’ın “Rahman”‌ ve “Rahim”‌ isimleri gerçekte kendilerini hayatta her şeyden çok bu ilahi ahlaka (şefkatli ve merhametli olmaya) adamaları için bütün insanlara bir derstir. Bu açıdan insan ve Allah arasındaki ilişki, köle ve acımasız efendisi arasındaki ilişki ile asla karıştırılmamalıdır.

Kölelik tarihinde şunları okuyoruz: “Köle sahipleri onlara oldukça katı ve acımasız davranırdı. Bir köle, efendisine hizmette küçük bir kusur yapsa ağır bir şekilde cezalandırılırdı; kırbaçlanıp zincire vurulur, madenlerde çalıştırılır, yeraltında karanlık ve korkunç mahzenlerde hapsedilirdi. Kusuru büyükse idam edilirdi.”‌ (Albert Malh Roma tarihi C.1 S.150)

Başka bir yerde ise şöyle deniyor:

“ Mahkum köle, yırtıcı hayvanların bulunduğu kafese atılır ölesiye dövüştürülürdü. Canını kurtarmayı başarırsa kafese başka bir yırtıcı hayvan bırakılırdı.”‌

Evet, efendilerin kölelerine davranış şekli böyleydi. Ancak, Alemlerin Rabbi Allah (c.c.), Kuran’ın bir çok yerinde “ Kullarım benim buyruklarıma uymaz da daha sonra bundan dolayı pişman olurlarsa onları bağışlarım”‌ buyuruyor. Örneğin Zümer suresi 53. Ayeti kerimesinde şöyle denmektedir: “ Deki: Ey nefislerine uyup haddi aşmış kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin; şüphe yok ki Allah bütün günahları bağışlar.”‌

Buna göre, “Rahman”‌ ve “Rahim”‌ isimlerinin “Rabbi-l Âlemin”‌ tabirinden sonra getirilmesi, Allah’ın kudret sahibi olmasına karşın, kullarına şefkatli ve merhametli davrandığına işaret etmektedir.


  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)