• Nombre de visites :
  • 1057
  • 28/11/2011
  • Date :

Aşura Günü -1

aşura günü

Kerbela hadisesi beşeriyyet tarihinde benzerine az rastlanılan bir hadisedir. Müminlerin, belki de vicdan sahibi her insanın duyduğunda ve okuduğunda kapleri elem ile dolar.

Unutulması imkansızdır. Asla unutulmaz. Hür yaşamayı dileyen, insanın şerefine layık değerleri kendisinde taşımak isteyen için sönmeyen bir meşaledir.

Kerbela olayında, dinine tamamen teslim, ilahi rızayeti gözeten, en değerli varlıklarını feda eden ve yüce İslam dininin bekası için beşerin takatını aşan zorluklara tahammül eden, Allah'ın sevgili bir kulu ve onun sadık dostlarını görmekteyiz.

Bir mümin için emsali az olan bir örnek ve yaşam tablosudur. Müslümanlar İslam'ın son din olduğunu ve kıyamete kadar baki kalacağını Kur'an ve sünnetten kesin olarak bilmektedirler.

Lakin bunuda bilelim ki, bu dinin baki kalması da bazı sebeplere dayalıdır. Kainatın varlığı sebep ve müsebbeb ilişkisine dayalı olarak ceryan etmektedir.

Bu beyanla diye biliriz ki, İslam dininin baki kalmasının sebeplerinden birisi de Hz. Hüseyn'in şehadeti ve kıyamıdır. Bir hadisi şerifte "Hüseyin benim gözümün nurudur. Hüseyin benden ve ben ondanım." beyanı vardır. Hadis şu manaya işaret etmektedir; Hz. Peygamber dini, çektiği zahmetler ile beyan etti.

Kendisinden sonra özellikle dört halifeden sonra gelen saltanat emirleri tarafından dinde yerleştirilmiş, İslamın kabul etmediği bidatlar yayılınca, dinin ihyası için Hz. Hüseyin kıyam ederek dini tekrar ihya etti.

Dilimiz bu kıyamın felsefesini ve değerini beyan etmekte kasırdır. Dolayısyla kıyamı imam Hüseyin'in kendi hutbeleri ve sözleriyle tanımak evladır. Bu hadiseyi kısa ve öz olarak aktarmaya çalışacağız.

1-Hicri 60. sene ve Receb ayında Maviye ölünce Yezit b. Maviye onun tahtına oturdu. Bütün valilere mektup göndererek hilafetini ilan etti. Özellikle Medine valisi Velit b. Utbe'ye iki mektup gönderdi.

Birisinde üç şahıstan kendisi için biat almasını emretti. Eğer kabul etmezlerse kendilerini öldürmelerini istedi. Bu üç şahıs Hz. Hüseyin, Abdullah b. Zübeyr ve Abdullah b. Ömer idiler.

Mektubu alan vali derhal Medine'nin eski valisi Mervan b. Hakem'i çağırttı ve onunla beraber bu şahıslarla konuşmayı istedi. Daha önceden haberdar olan Abdullah b. Zübeyr Mekke'ye gitti.

İmam Hüsyin ile akşam görüştüler kendisinden Yezit'te biat etmelerini istediler. İmam ise kendilerine " Böyle önemli bir meselenin yalnız değilde toplumda millet önünde olması gerektiğini" söyledi ve imam evden çıktı. Bu esnada Mervan Velit'e " Hüseyin'den şimdi biat almazsan ondan sonra asla almazsın.

Onun için O'nu geri getir ve ondan biat al . Etmez ise Yezid'in emrine uy ve O'nu öldür" dedi. Hz. Hüseyin bu konuşmayı duyunca geri geldi ve Mervan'a dedi "Ey Zerka'nın oğlu sen mi beni öldüreceksin yoksa Velit" daha sonra Velit'e hitap ederek "Ey emir; nübüvvetin hanedanı biziz. Risaletin madeni biziz.

Bizim evimiz rahmetin nazıl olduğu yerdir. Allah İslam'ı bizim hanedan dan başlattı ve sonuna kadar da bizimle olacak. Senin benden kendisi için biat almak istediğin Yezit, içkicinin birisi, eli masumların kanına bulanmış, ilahi desturları kıran ve alanen insanların gözleri önünde fısk ve fucura mürtekip olan birisidir.

Söyle o mu hilafete layıktır yoksa biz"(1)


1-Taberi c.7 s.216-218/ İbn. Esir c.3 s.263-264/ El İrşad s.200

Aşura

AŞURA

Âşûrâ Ziyâreti

AŞURA KIYAMI

Aşura Kıyamının Manevi ve Ahlaki Cilveleri

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)