• Nombre de visites :
  • 2043
  • 10/11/2009
  • Date :

Depresyon 1

depresyon

  Dünya sağlık teşkilatı (WHO) depresyonu geleceğin en büyük sağlık sorunu olarak ilan etti, ABD'de iş gücü kaybına neden olan hastalıklar sıralamasında, kalp hastalıklarında sonra ikinci sırayı depresyon alır.

Dünyada her gün 1000'den fazla kişi intihar ediyor. İngiltere?de intihar edenler, trafik kazalarında ölenlerden daha fazla; ABD'de her yıl erişkin nüfusun %10'u depresyon geçiriyor.

 Her insanın hayatının bir noktasında depresyona girme ihtimali %20'dir. Şu anda Türkiye'de 3,5 milyon insan sözünü ettiğimi depresyon hastalığına tutulmuş durumda. Sağlık ocaklarına baş vuran hastaların %26'sının, depresyonda olduğu belirlenmiştir.

Depresyon zayıflık, acizlik değil, bir hastalıktır. Kendisine göre tedavi yöntemleri vardır. Asıl önemli olan depresyona giden yolu kesmektir.

Depresyon nedir?

  Depresyonun tarifini, kendini ele veren, genel verilerinden yola çıkarak yapabiliriz. Bunları, maddeler halinde sıralayalım:

1. Hoşlandığınız şeylerde azalma ve ilgi kaybı.

2. Kendini üzgün, hüzünlü hissetme, keyfi yerinde olmama durumu.

3. Kiloda azalma ya da artışlar.

4. Uyku bozukluğu ya da aşırı uyku.

5. Sıkıntı, huzursuz olma, yerinde duramama, kararsızlık.

6. Kendini yetersiz, değersiz, suç işlemiş gibi hissetme.

7. Dikkat, düşünce konsantrasyonunda azalma.

8. Enerjide azalma, yaşlanıyor olma hissi, çalışma güç ve ve¬riminde düşüşler.

9. Tekrarlayan ölüm düşünceleri.

10. Cinsel ilgide değişme.

  Yukarıdaki belirtilerden 2-3 tanesine iki haftadır sahipseniz; depresyonun klinik ölçütlerine göre tedaviniz gerekmektedir.

Depresyon bir hastalıktır

depresyon

  insanın kendini değersiz ve yetersiz görmesi, kötü hissetmesi, zaman zaman herkes için geçerlidir. Bu bir suç ve zayıflık değildir. Bu duygular depresyona dönüşmüşse tedavi ve profesyonel bir yardımla büyük rahatlama elde edilebilir.

Bir örnek:

  S. O., 45 yaşında bir bayan. Başarılı bir iş kadını. 25 yıldır gülemediğini, yaşamaktan zevk alamadığını, bunun için de evlenemediğini, işinin dışında hiçbir şeyin kendisini ilgilendirmediğini, tatilden bile bir tad almadan günlerinin geçtiğini söylüyor.

  Son yıllarda bağırsak şikayetleri artmış ve işe gitmekten de nefret eder hale gelmiş. Devamlı bir hâlsizlik ve yatma isteği hissediyor ve yaşamayı gerektirecek hiçbir sebep bulamıyor.

  Hekime başvurdu. Gerekli testler yapıldı. Beyin biyoelektrik profili, stres seviyesi ölçüldü. Kendisinde depresyonun bütün bulguları vardı. Yani beyninde elem, keder, neşe sevinçle ilgili merkezlerin salgılan bozulmuştu. Gerekli ilaç tedavisine başlandı. Altı hafta sonra geldiğinde % 70-80 oranında bir iyileşme görülmekteydi. Kendisi "Hayattan zevk almaya başladım. Evimdeki taşların renklerini fark ettim. Gülebiliyorum. Bağırsak şikayetlerim de düzeldi. Şimdi geçen yıllarıma yanıyorum, aman böyle kalayım" diyordu.


STRES ve YAŞAM

Strese Mahkûm muyuz?

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)